Kocaman bir gülümsemeyle merhaba diyor insana. Bu gülümsemede büyük bir samimiyet var, öyle adet yerini bulsun falan diye değil… Artvin'deki yoğun set programının arasında bize vakit ayırmasıyla bir araya geldik kendisiyle.
Sohbet sohbeti açtı, öğrendik ki kaleci antrenörü bir babanın kızıymış ve küçük yaşta "ofsayt"ın ne olduğunu anlamış. Ailesi oyuncu olmasına ilk başta karşı çıkmış ama onun kararlı tutumunun ardından, fikirlerini değiştirmişler.
Bilkent Üniversitesi'nde tiyatro bölümünde okurken geçirdiği bir trafik kazası sonrası bursunu kaybetmiş, İstanbul'a gelmiş ve onun serüveni işte böyle başlamış.
Herkesin ekranlardan tanıdığı, medyadan bildiği bir kadın var. Ama biz onun aslında kim olduğu hakkında fikir sahibi değiliz… Nasıl biridir Öykü Çelik?
Çok sıcakkanlıyımdır, insanlarla hemen samimiyet kurarım. Bir insanla tanıştıktan sonra ona "siz" demem zordur. Bunun karşılığını da görürüm. İnsanları hayatınıza alınca sıkıntılar oluyor elbette, nerede çokluk varsa orada karmaşa yaşanabiliyor. Samimiyet kuruyorum tabii ama yollarınızın çok net birbirine denk gelmesi lazım.
Tereddütsüzce insanları hayatınıza almanın sıkıntısını yaşadınız mı?
Çok yaşadım, çünkü benim için niyet fark etmez, ne olursa olsun içimden nasıl geliyorsa öyle davranırım. Aptal yerine konduğumu hissetmediğim sürece mesele yoktur.
Gerçekten aptal yerine konana kadar bekler misiniz?
Gerçekten beklerim, çünkü insanlara çok değer veriyorum. Yaşanılan tecrübeler seni insanlıktan çıkarmamalı. Aptal yerine konduğum da oldu, en fazla uzaklaştırdım o insanları.
Bu kadar rahatlıkla kabullenebildiğinize göre insanları, cesur bir kadınsınız demek ki?
İnsanları olduğu gibi kabul ederim, yargılamam. Kendi durumunu fark edip "neden uyarmadın beni" diyen oldu. Buna gerek yok, çünkü onun tabiatı bu, ben üç kere uyarsam dördüncüyü de söyletecek. Bir insan yüzde 40 kötü, yüzde 60 iyiyse benim için katlanılabilir. Şimdiye kadar babamın işi nedeniyle çok fazla şehir değiştirdim, semt değiştirdim ve pek çok arkadaşım da oldu. Facebook'ta bulunan sadece arkadaşım olan insanların sayısı bin…
İnsanları olduğu gibi kabul ederek hayatınıza alabilmenizde belki de, çok fazla dolaşmış olmanızın da etkisi vardır.
Olabilir.
Neden bu kadar çok gezdiniz ailenizle? Babanız memur muydu?
Kaleci antrenörü.
Futbolla ilgili bir babanın kızısınız yani?
Evet.
Anlar mısınız futboldan?
Şöyle ki, ofsaytı bilerek büyüdüm.
E iyi, zaten onu küçüklükten anlayarak büyüdüyseniz tamamdır, malum kadınların yıllardır anlamadığı şey ofsayttır. Futbolu izlemekten keyif alır mısınız?
Ligi çok fazla takip edemiyorum şu günlerde ama bazen, bazı maçlara o kadar çok konsantre oluyorum ki, çevremdekiler yandan yandan bakmaya başlıyorlar.
"Bir süre mumya gibi dolaştım"
Tuttuğunuz takım?
Trabzonspor.
Oyuncu olma isteği çocukluk yıllarından mı?
Bu mesleği yapmayı düşünmüyordum. Trabzon'da lisede okurken bir arkadaşım "müzik kursuna gideceğim orada tiyatro kursu da var, sen de gel" dedi, gittim ve bir daha da çıkamadım. Tercihlerim değişti elbette. Bilkent Üniversitesi'nin tiyatro bölümüne girdim, ailem ilk başta istemedi. Bir trafik kazasının ardından bursum kesildi.
Nasıl bir kazaydı bu?
Herhangi bir yerimde kırık-çıkık olmadı ama yerde sürüklendim. İkinci dereceden yanık şeklinde bir hasar olunca mumya gibi dolaştım bir süre. Sonra İstanbul'a ailemin yanına geldim, pek çok hocadan ders aldım ve almaya da devam ediyorum. Devlet tiyatrosunda oynamayı hiç düşünmedim. Sonra süreç gelişti ve bu zamana kadar geldim.
Bu kazanın ardından hayatınızda neler değişti?
Dış görünüşüme önem vermezdim, cilt kaybı gibi bir şey yaşamak üzereydim. Bedenimle, ömrümün sonuna kadar yaşayacağım diyerek onu sahiplendim ve saygı duydum. Ona iyi bakmalıyım dedim.
Tercihlerinizden ötürü babanızla kavganız oldu mu?
Hayır, çünkü babam kendi tercihlerimi yaşamama izin verdi. Yaşıtlarımdan önce karakterim oturdu. Çok şükür ki, garip şeyler denemek zorunda kalmadım, açıklayabileceğim şeyler denedim. Evet, başıma buyruğumdur ama ailem tercihlerimden korkmaz.
Karşımızda akışa inanan bir genç kadın var yani…
Kesinlikle öyle, tercih ettikçe hayat değişiyor. Sabit şekilde bir yerlere takılı kalınca psikoloji bozuluyor ve istek hırsa dönüyor. Oluruna bırakınca iç enerjinle pozitif bir akışta oluyorsun. Rahat olmaktan kaynaklanıyor bu, aceleci ve pimpirikli değilim. Ne kendimi, ne de etrafımı yorarım.
Dizideki karakteriniz hakkındaki düşünceleriniz neler?
Çok naif, durağan, kendi halinde, sempatik bir kız… Benim olamayacağım kadar durağan, inanın en çok zorlandığım rol bu. Şimdiye kadar enerjisi, vücut dili yüksek karakterler oynadım ama Bahar o kadar durağan ve hanımefendi ki onun enerjisini tutturmaya çalışıyorum. Karakteri canlandırmadan önce, dün gece çok az uyuduğumu falan düşünerek sakin oyna diyorum kendime. Çünkü bir anda sakin bir kızın kaşının gözünün oynaması olmaz.
Hayattan beklentiniz nedir?
Başarı… Bu konuda olumsuz durumlar olursa depresyona girebiliyorum. Hiçbir şey tatmin etmiyor ne daha fazla sevgili ile görüşmek, ne yemek, ne de başka şeyler…
Durağanlık sizi yoruyor ve kendinizi fazla dinliyorsunuz galiba…
Evet, çok düşünüyorum, kendimi çok yoruyorum, durmam gerekiyor. İnsanlar bana hep güzelsin dediler ve ben böyle büyüdüm. Ben güzel bir kızım, gözlerim çok güzel… Güzel insanların standart özelliklere sahip insanlara oranla daha kompleksli olduklarını düşünüyorum. Gözün güzel, acaba kaşını mı inceltsen? Saçların sağlıklı acaba rengini mi değiştirsen? Bunlar bir kompleks oluşturdu, kendimi normalden fazla eleştirmeme sebep oldu. Kendinle ilgili aynaya bakınca sonsuz bir eleştiri dünyası var. Güzel olmasan insanlara şöyle yap demezler. O yüzden her güzel kadın gibi komplekslerim var.
Neslihan Perker