Hasan Kale, resimle beş yaşında tanışmış. Düşlerini, hayallerini kalemiyle kâğıda ve tuvale aktarmış. İlkokula başladığında ise Cin Ali yerine portreler çizmiş. Resim sanatı için "Kendimi anlatma biçimim" diyen Kale, bugüne kadar çizgi ve boyayla olan bütün alanları deneyimlemeye çalışmış; matbaada renk ayrımı, grafik, logo çalışmaları, amblem ve kutu tasarımı hatta ayakkabı boyacılığı yapmış... Sonunda da minyatürde karar kılmış. Ancak onun minyatürleri şekilleri kadar ölçüleriyle de bildiklerimizden çok farklı. Yaptığı minyatürler, üzerlerine yapıldıkları minik objeler ve mikro birimlere varan boyutlarıyla Hasan Kale'yi dünyanın en nadir sanatçılarından biri haline getirmiş. Onun eserlerini rahatça seyredebilmek için büyüteç kullanmanız gerekiyor.
Bir milimetreye 20 çizgi
Kale'nin minyatüre ilgisi 80'li yıllarda başlamış fakat örnek olarak belirlediği isimler kendine ders vermeyi kabul etmemiş. O da hoca olarak yüzyıllar öncesinde yaşamış sanatçıları seçmiş. "Kendi hocalarımı kendim buldum. Zamanla öğrendiğim tekniklerle ruh halimi minyatürün genel yapısı içinde sergilemeye çalıştım" diyen Kale, "Mehmet Siyahkalem'den fırçanın kıvraklığını, Levni'den renk ve ahengi, Nakkaş Osman'dan da sultan portrelerinin ustalığını" öğrenmiş. Önceleri alışıldık şekilde minyatür yapan Kale, klasik minyatürü, geleneksel bir atölyenin "Bir kibrit kutusuna 25 tane portre çizebilir misiniz?" sorusuyla terk etmiş. Zaten içinde hep farklılaşmak ve zamana damgasını vurmak isteği varmış. Kale, "Kendime usta olarak belirlediğim insanların yaptığı tablolar zamanının en güzelleri ve müzedeler. 21. yüzyılın imkânlarıyla bu yapıtların
aynısını yapmak bana yakışmaz" diye düşünmüş ve kendine başka bir yol çizmeye karar vermiş. Bir milimetreye 20 tane çizdiği çizgi minyatürü, "daha ne kadar küçük yapabilirim" merakının da artmasını sağlamış. O günden sonra kendisini tamamen mikrominyatürler yapmaya vermiş. İyi
ki de öyle yapmış. Minyatürcülerin bir zamanlar talebe olarak kabul etmedikleri Kale, bugün eserleri birçok yabancı ülkede "Mikro-Sanat" kategorisinde eserleri sergilenen ve ilgi gören sıra dışı bir sanatçı. "Sevdiğiniz işi ölünceye kadar yaparsınız. Zaten amacınız karnınızı doyurmak ve birtakım masraflarınız karşılamaksa bunu yapabilirsiniz. Gelecek için yatırım yapmak istiyorsanız paraya ihtiyacınız yoktur. Önemli olan bilgi ve becerinizi nereye taşıdığınızla ilgilidir" diyor mikro minyatürlerin sanatçısı Hasan Kale. Kimi zaman pirinç tanesi kadar küçük alanlara insan ve şehir siluetleri çizmek için epey emek harcayan Kale "Egolarınızı, her türlü problemlerinizi bir kenara bırakıp ister büyük bir alanda çalışın
ister küçük, resmin içindesiniz demektir. Büyük tabloyu da yaparken sadece o resmin içinde yaşıyorsunuz" sözleriyle sanatını ortaya koyarken içinde bulunduğu ruh halini aktarıyor. Balık gözüne İstanbul silueti çizmekteki hassasiyeti ise şöyle özetliyor: "Ben bir savaş pilotuyum. Bombam var, hedefe isabet ettiremezsem gittim. Nefesimi tutamazsam gözü çizemem. O bir nefes payıdır artık. Bir cerrah gibi ellerimi ustaca kullanırım." Kale, milimetre içine sığdırdığı hayalleri farklı objeler üzerinde sergiliyor; Kum tanesinden, toplu iğne başına, balık pulundan, pirince, sinek ve kelebek kanatlarına kadar…
Minyatürlerinin kataloglarını yapmıyor çünkü onların birebir görülmesi gereken çalışmalar olduğunu düşünüyor. Nadide eserlerini yaptığı fırçayı gösteren Kale fırçasının farkını da şöyle anlatıyor: "Herkes bana O -15'le mi çiziyorsun diyor. Sıfırı bile az kullanıyorum. Bir ve iki numaralı fırçalarla çiziyorum. Bununla çizmek ustalık ister. Elinizin alışması gerekir. -15 ince çizer fakat fırça kısaldıkça kıl sayısı azalır, kıl sayısı azaldıkça mürekkep tutma gücü biter, bıktırır. Fakat bir numarayla çizerken fırçanın ucundaki tek kılla çizersiniz. Mürekkebin bitmez ama bu ustalık ister. O nedenle bu pirinç boyamak değil sanattır." Çok ince çalışmasına rağmen mükemmelin peşinde olmadığını da şu sözlerle ifade ediyor: "Mükemmelim demek bu işi bırakmam demek, eğer bu fırça yanlış yapıyorsa varsın yapsın."
Bir tane pirinç 10 bin lira
Geçen sene sadece Türkiye'de 11 sergi açan Kale'nin eserleri yurt dışında İsviçre, İtalya, Amerika, Japonya gibi birçok ülkeyi ziyaret etmiş. İnsanlar yurt dışından arayıp eserlerini görmek istediklerini, mutlaka bu eserlerin müzelerde yer alması gerektiğini söylüyorlarmış. Bu dileği ise önce Türkiye'de gerçekleşiyor. Kale, İzmir'de kendi adına minyatür müzesi açıyor. Müzede yer alacak eserlerin fiyatları da ayrı bir merak konusu. Koleksiyonerlerin rağbet gösterdiği minyatürlerin fiyatları kendiliğinden belirleniyor. Kale "Bu eserime şu fiyatı istiyorum" demiyor. Alıcıların kendi aralarındaki rekabetten fiyatlar artıyor. Örnek olarak pirinç tanesini üzerine yapılan çalışmanın değeri 10 bin lira. Bunun yanında Kale bazı eserlerini değerini bileceğini düşündüğü insanlara hediye ediyor. Kendi deyimiyle asıl amacı sanat tarihinde iz bırakmak…
Hasan Hüseyin Kemal