Ben de oradaydım, 11 gün boyunca birbirinden renkli görüntülere tanık oldum. İşte gözüme takılanlar:
- Bugatti ve Ferrari'niz yoksa, 30 metrenin altında tekne sahibi değilseniz Cannes'da markaja girme şansınız yok.
- Carlton Hotel, yıldızların konakladığı, klasik ve şık ambiyansı ile en çok tercih edilen yer. Lobisinden kısa şortunuz ve parmak arası terliklerinizle geçmeyin, yan kapıları kullanın. Günün her saati smokinli beylere, tuvaletli kadınlara rastlayabilirsiniz. Otelin en ilgi çekici noktası 7. kattaki, yıdızların isminin verildiği suitleri. En havalısı Grace Kelly suiti…
- Şehrin en dinamik oteli ise 3.14 Hotel. Hemen Carlton'ın yanı başında. Fark attığı noktası ise terasında yer alan yüzme havuzu; hem güneşlenin hem de serinleyin… - Gerard Depardieu'nun rose şarabı, festivalin vazgeçilmez içeceği oldu. Ünlü oyuncu, kendi resmini şişenin mantarının üstüne kazıtarak adeta kadınlara mesaj gönderiyor. Lüksü ünlü aktör ile yudumlamak isteyenlere duyurulur.
- Baoli, Cannes gecelerinin vazgeçilmezi… Müşteriden daha çok eğlenen garsonlar samimi tavırları ile sizi baştan etki altına alıyor. Dekorasyonda kullanılan beyaz tüller, meşaleler, atmosferi doruğa çıkarıyor. Erkek sayısından kat kat fazla kadın var. Sıcak ne kadar artarsa kızlar o kadar az giyiniyor. Bir merhaba dedikten sonra iki şişe magnum şampanya söylerseniz bütün gece yanınızdan ayrılmıyorlar. Asya mutfağının vazgeçilmezi teppanyaki buranın da gözdesi.
- Chanel espadril ve Isabel Marant'ın gizli topuklu spor ayakkabıları moda tutkunlarının yeni bağımlılığı…
- Cannes'dan Monaco'ya gidin ve mutlaka Sea Lounge'da gündüz partisine katılın. Kraliyet ailesinin fertleriyle beraber şampanya banyosu yapmadan da dönmeyin. Şımarıklıkta son boyut! Aman dikkat, Türk tanıdık çok olabilir…(Yolculuk yaklaşık 40 dakika sürüyor ve taksi ücreti 180 Euro tutuyor)
- Billionaire ve Cipriani ikilisi, Monaco, Monte Carlo'nun da en hip mekanları… Fairmont Otel'de yer alan Billionaire'de tüm yönetim ekibi tanıdık, Türklere de öncelik tanınıyor. Çok sıkılmayacaksınız, çünkü kulüpte sürekli Tarkan çalıyor. Yalnız Cipriani'de fiyatlar cep yakıyor, set menü ortalama kişi başı 250 Euro!
Fransız Riviearası'ndaki kulüplerden ne öğrendim?
1 Yemek sırasında her üç şarkıda bir müziğin sesi yükseliyor ve doğru orantılı bir şekilde sizin de nabzınızı artırıyor. Bir şarkı da olsa oturduğunuz yerden ritim tutup dans etmeye başlıyorsunuz.. Ardından üç şarkılık vaktiniz var, sohbetinize kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.
2 Kulüp kısmında DJ kabininin, mekanın tam ortasında konumlandırılması, DJ'in sizi müziği ile sarıp sarmalamasını, enerjinizi hissedebilmesini sağlıyor. DJ adeta mekanın patronu… Türkiye'deki kulüplerde bul bulabilirsen DJ kabinini.
3 Barmenler locanıza kadar geliyor ve içkinizi özel bir şovla gözünüzün önünde hazırlıyor…
4 500 Euro magnum votka, 1500 Euro da magnum rose şampanya; bir loca tutmanın bedeli bu… Ayrıca son dakikaya bırakmak yok, günler öncesinden ödemenizi yapıyorsunuz.
5 Orta Doğu'nun eğlence anlayışı gece kulüplerini de esir almış. Darbuka Show, house müziğin üstüne çok iyi gidiyor. Avrupalı gençler göbek atmayı seviyor. Ayrıca zenneler, 50 Cent gibi ünlü
rapçilerin müziğinde dans ediyor.
6 Oksijen tüpü ile serinlemek Londra'dan sonra Cannes kulüplerine de sıçramış. Her 15 dakikada bir sizi ayıltan ve serinleten oksijen tüpündeki basınç modunuzu
da yükseltiyor.
7 90'ların müziği, yeni jenerasyonun "oldies" müziği…Bir çoğunun bilmediği şarkılarda biz 80'liler deliler gibi eğleniyoruz… 80'ler out, 90'lar in!
8 Yazlık mekanların vazgeçilmezi gökyüzünde uçan, kumanda ile kontrol edilen helikopter pervaneler hem eğlendiriyor hem de serinletiyor. Eski usul duvara monte klima dönemi sona erdi. Hemen bir tane edinin, bu yaz
beach partilerde fark yaratın.