Dear Nazan,
İstanbul'a döndükten sonra davet trafiği de buralarda. Yaz sonrası herkes aslına, tabir yerindeyse, gerçeklere döndü şekerim. Güney hâlâ güzel ve sıcak, aşklar devam ediyor ama bizim çevrenin kuşları İstanbul'a göçtüler artık. İstanbul'a düşmemizle birlikte kışlık açılışlar yağmuru başladı, kıyafet yetiştiremiyoruz. Bu yıl çok hızlı geçecek gibi gözüküyor şeker. Kızlarla gündüz deli gibi kıyafet seçiyoruz. Hepimiz "Aman kimsenin üzerinde görünmesin" derdindeyiz. Ay hiç sevmem öyle ikiz kardeşler gibi aynı parçayı başkasında görmeyi. Eh durum böyle olunca da tek parça satan butikler revaçta. Kıyafet meselesini böyle hallettikten sonra açılışlara kendimizi atıp serildik serpelendik ki hava mızıkçılık yaptı.
Geçen hafta yarı yaz, yarı kış, yarı yağmur, yarı güneş tuhaf bir dönem geçirdik. Hayır gece davetleri de tam sıraya girdi mi, üzerimizde incecik askılı, şortlu, püsküllü hippi kıyafetleriyle soğukta telef olduk. Geçen hafta Lucca'nın açılışında hava soğuk da olsa kızlarla pek hoştuk. Hanişu "Ay hiç özenmedim aslında" kıvamındaki tüm giysiler enfesti. Melkan Tabanlıoğlu, Melis Murathanoğlu, Tuba Ünsal, Naz Elmas, Melda Kosif, Raquel Habib, Didem Soydan ve ben pek şıktık diyebilirim. Mekânın sahibi Cem Mirap'ın bizlerle tek tek özel olarak ilgilendiği gecenin müziklerini ise Dj Yakuza, Dj Murat Tokuz ve Can Duna yaptı. Bildiğin gibi Lucca'nın yemekleri de nefistir ama yazın aldığım 2 kiloyu verene kadar kendime ceza verdiğim için 3 - 5 sebze çiğnemekle geçiştirdim geceyi. Zaten herkes Etiyopyalı çocuklar gibi geziniyor. Avurtlar çökük, gözaltları concealer'larla rötuşlanmış ancak kalça bacak dolayları en ince. Bu incelik trendi devam ederse gelecek nesillerde sağlık sorunları olabilir Nazo. Her neyse şeker, gecenin ilerleyen saatlerinde DJ'lerin çaldığı parçalarla ne cool kıvamı kaldı ne de başka şey, herkes hareketleniverdi. Lucca sanırım bu kış bizim takımın kulübü havasında olacak. Ardından gittiğimiz Erol-Figen Çarmıklı'nın oğulları Gürhan Çarmıklı ile merhum müteahhit Turan Yüceer ve Hülya Yüceer'in kızları Duygu Yüceer'in Ankara Sheraton Otel'deki düğünü bizim çevrede bomba etkisi yarattı Nazan. Son günlerde hatta son aylarda gittiğim en görkemli ve en güzel düğündü diyebilirim. Bizimkiler topyekûn aylar öncesinden bu düğün için hazırlıklarını tamamlayıp, o gece giyecekleri kıyafetleri gardıroplarının en özenli yerine asmışlardı. Ben de seninle Londra'dan aldığımız Gucci kıyafetimle acayip havalıydım. Düğünde resmen bir şıklık yarışı vardı. Kimi zoomlayacağımı şaşırdım vallahi. Zira bizden hemen herkes düğündeydi. Kilo vereceğim diye, bir de etraftaki kıyafetleri incelemekten yemek yiyemedim doğru dürüst şekerim. Kıyafet dedim de gecenin kuşkusuz en şık isimlerinden biri Siren Ertan Çarmıklı idi.
Düğün için kendi tasarımı, uzun, tozpembe bir tuvalet giymeyi tercih eden Siren, takıları ve Chanel çantasıyla son derece hoş görünüyordu. Neyse hayatım, Sheraton Otel Büyük Balo Salonu o gece için, Gürhan'ın Duygu' ya evlenme teklifi ettiği, Güney Fransa'daki Provence Château Eze'nin ambiyansına göre dizayn edilmişti. Ne romantik değil mi? Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in kıydığı nikâhın şahitliğini, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Nurol Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Çarmıklı ve iş adamı Mithat Yenigün yaptı. Unutmadan, ben etrafla ilgilenirken bir ara Serdar Ortaç çıktı sahneye. Güzel bir konser verdi. Bana sorarsan bu tür düğünlerde daha bir sahnesi olan sanatçıları yeğlerim ama sonuçta beni hiç ilgilendirmez tabii. İşte şekerim düğün böyle hoş ve eğlenceli oldu.