Son yılların en fazla sansasyon yaratan iddialarından biri de Maya takviminin bittiği 21 Aralık 2012 tarihinde dünyanın başına geleceklerle ilgili olanlardı. Bu iddialara göre Marduk adlı bir gezegen dünyaya çarpacak, depremler, tsunamiler olacak, sadece birkaç "seçilmiş" bölge kurtulacak ve buralara sığınan insanlar geleceğin dünyasında hayatı devam ettireceklerdi. Söylentiler bir dönem hemen her yayın organında kendine yer bulurken, bu işten nemalanma şansını en fazla yakalayan iki köy oldu. Birisi Güney Fransa'daki Bugarach Köyü, diğeriyse İzmir'in Selçuk ilçesi yakınlarındaki Şirince Köyü. Söylentilerin ayyuka çıkarak popüler medyaya soslu malzeme verdiği dönemde, 2012 Aralık ayında gerçekleşeceği iddia edilen "kıyamet"te insanları kurtuluşa ulaştıracak kapılar olduğu iddia edilen bu köyler kısa sürede ziyaretçi akınına uğramaya başladılar.
Akına uğrayan Fransız köyü
Özellikle Bugarach Köyü "Maya Takvimi - Dünyanın Sonu" söylentilerini adeta altın yumurtlayan tavuğa dönüştürerek yepyeni bir turizm akımının da öncüsü oldu. Hatta durum o kadar çığırından çıktı ki, köy sakinleri bir izdiham yaşanmasından, topraklarının işgal edilmesinden endişe duyar hale geldiler. Zaman içerisinde efsane üzerine efsane üretilmeye başlandı. Önce köyün, Şirince gibi kıyamet koptuğunda ayakta kalacak nadir yerlerden biri olduğu söylentileri kulaktan kulağa yayılmaya başladı. Ardından köyün paralel evrenlere açılan 12 kapıdan biri olduğu, yakınındaki dağın altında bir uzay gemisi bulunduğu ve zamanı geldiğinde buraya toplanan seçilmiş insanları kurtaracağı söylentileri yayılmaya başladı. Bunu her türden mistik arayış içindeki grupların akınları ve türlü yeni efsaneler takip etti. Böylelikle kimsenin bilmediği 153 kişilik köy son 10 yıl içerisinde hızla fizik ötesi akımların cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Sadece Fransa'dan değil, Finlandiya, ABD, Portekiz, Kanada, Polonya, İngiltere gibi pek çok ülkeden hem ruhsal çalışmalar yapmak hem de "kurtuluşa ermek" adına Bugarach'a yerleşenler bir yandan da köyde meditasyon ve şifacılık gibi türlü uygulamalar da yapmaya başlayarak köyü adeta Batıni (ezoterik) akımlar merkezi haline getirmeyi başardılar. Fransa'nın bu küçük köyünün hikâyesi bu şekilde gelişirken aynı kıyamet senaryosu ile adı çıkarak birkaç yıl önce büyük çıkış yakalayan Şirince Köyü'nde ise uygulamada işler hiç de aynı şekilde gelişmedi. Maya efsanesinden beslenen kıyamet senaryosunun gerçekleşeceği iddia edilen tarihe üç ay kalmışken Aktüel ekibi Şirince'ye giderek durumu yerinde gözledi.
Şirince'de işler biraz farklı
Şirince'ye gelen hemen herkesin kahvaltı etmeden ve kabak çiçeği dolması yemeden geçmediği Ayşe Teyze'nin Yeri'nde Ayşe Karakuzu hemen her Şirinceli'den duyduğumuz sözleri edemeden geçemiyor. "Şirince'nin enerjisi çok yüksek ve farklı. Derdi olan insanlara iyi geliyor." Ayşe Teyze, Şirince'nin enerjisinin çok farklı olduğunu bundan yıllar önce buraya gelerek ölçümler yapan bir Batılı'dan duymuş. Böyle tiplerin son yıllarda Şirince'ye sık sık gelmesiyle beraber Şirincelilerin de hayatına enerji, Maya takvimi, 2012, meditasyon, mavi enerji gibi kavramlar girerken o güne kadar hiç de farkında olmadıkları enerjiyi de daha iyi hissetmeye başlamışlar. Şirince'de hemen hemen kiminle konuşsanız bu türden cümleler duyabiliyorsunuz. Aslında Şirince ile ilgili doğaüstü hikayeler 2000'li yıllara doğru ortaya atılmış. Maya takviminin sona erdiği 21 Aralık 2012 tarihinde, sözde gezegen Marduk'un dünyaya çarparak kıyameti getireceği ve bundan dünyada etkilenmeyecek birkaç yerden birinin İzmir'in Selçuk İlçesi'ne bağlı Şirince Köyü olduğu iddialarının 2006'dan itbaren ayyuka çıkmasıyla Şirince birdenbire turist akını yaşamaya başlamış. Ayşe Teyze o günleri şöyle anlatıyor: "Uçuk kaçık insanlar buraya genellikle Eylül'den sonra geliyorlardı. Sabah her yerde meditasyon gibi şeyler yapıyorlardı. Ama bizi aralarına alıp ne yaptıklarını öğretmiyorlardı." Pansiyon ve lokanta işleten Şirince sakini Rahime Bele de bunları doğruluyor: "Bu hikâyelerin ortaya atılması ve buranın enerjisinin yüksek olduğunun duyulmasından sonra daha çok turist almaya başladık."
Şirince dünyanın mistik başkenti olacakken...
Maya takvimi, dünyanın sonu gibi üretilmiş efsaneler Şirince gibi turist çeken bir köy için oldukça iyi bir fırsat olmuş. Böylelikle mistik inançları olan çeşitli gruplar da güzergahlarına Şirince'yi dahil etmeye başlamışlar. Bu efsanelere başkaları da katılmış.Meryem Ana'nın gerçekte Şirince civarında gömülü olduğundan tutun, bölgede bulunduğuna inanılan antik yer altı şehirleri ve tapınaklarını gezdiğini iddia edenlerden, Karun'un hazinesini arayanlara kadar pek çok ilginç insan türemiş bu dönemde. Köyün önemli işletmecilerinden İlkan Gülgün'ün anlatımıyla Şirince birkaç yıl öncesine kadar o kadar büyük bir mistik popülerlik yakalamış ki sayısız mistik grubun yanı sıra dünya ünlüleri de Şirince'yi mesken tutmuşlar.
Pek çok ünlü isim Şirince'nin enerjisinden yararlanmak ve ruhsal arayışlar için köye gizlice gelerek kalmışlar. O zaman kadar Hindistan dâhil pek çok yerden enerji gruplarının, guruların gelerek seminerler ve çalışmalar yaptıkları köye daha sonra gizlice kimler gelip kalmamış ki. Ünlü ABD'li TV programcısı Oprah Winfrey, Hollywood yıldızları Julia Roberts ve Jodie Foster, Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer bunlardan yalnız birkaçı. Köye gelen pek çok ruhsal grubu ağırlamış olan İlkan Gülgün'e göre tüm bu isimler aslında mistik sebeplerle buraya gelip kaldıkları için ziyaretlerini gizli tutmayı tercih etmişler.
Kendisi de önceleri birtakım mistik çalışmalara katılmak üzere Şirince'ye gelen ve son üç yıldır da buraya yerleşerek pansiyon işletmeye başlayan Engin Vatan'a göre köy son yıllarda burada çalışmalar yapmak üzere gelen mistik grupların uğrak mekanı olmuş. Işık enerjisi, mavi enerji, kuantum enerjisi grupları ve Mevlana Dostluk grubu gibi pek çok topluluk bölgeyi yakın zamana kadar kendilerine üs olarak seçmişler. Bu gruplar köyü ülkenin batısındaki mistik enerjisi en yüksek yer olarak nitelendiriyorlarmış. Ancak söylentilerin medyada fazla yer bulmasının etkisi daha çok fiyatlara yansımış. 2012 yılında turizm patlaması beklentisi içine girilince kiralar, ev ve arsaların değeri ve köydeki her şeyin fiyatı büyük artış göstermiş. İşin ilginci mistik turizm patlaması beklentisi "kıyamet"in kopacağı son günlere kalmış. Şirince'ye girerken görmeyi beklediğimiz mistik ve ezoterik grupların yerinde şimdilik yeller esiyor. Köydeki pansiyonlarda da bu şekilde grup ve bireyleri bulmak mümkün olmuyor. Ancak herkes, bu tip insanların bu aydan itibaren köye gelmeye başlayacağından umutlu. Köye yerleşerek pansiyon işleten ve medyadaki yeri sebebiyle Şirince'nin tanınmasında önemli katkıları bulunan Sevan Nişanyan'a göre ise tüm bu olup bitenler arazi spekülasyonundan ibaret: "Benim demem o ki bu daha ziyade bir gayrimenkul operasyonuydu. Burada fiyatları patlattılar ancak durum arzu ettikleri şekilde gelişmeyince 2007'den sonra bunun başını çekenler köyden çekildiler." Nişanyan'a göre bu efsanelerin tek getirisi Şirince'de gayrimenkul fiyatlarının bir yılda beş kat, iki yılda 10 kat fırlaması ve "tipik bir turizm yozlaşması" olmuş. Tüm aramalarımıza rağmen Şirince'yi bir zamanlar mesken edinen mistik arayış gruplarının artık ayak kestiklerini ve çalışmaları için başka yerleri tercih ettiklerini öğreniyoruz. Artık 2012 efsanelerini ciddiye alan turist kalmasa da Şirince yine özellikle yabancıların dinlenmek, gezmek ve şarap almak için gelmeye devam ettikleri gözde ve mutlu bir turizm köyü olmaya ve dünyanın sonu söylencesine inananların önümüzdeki günlerde gelmeye başlayacağını umut etmeye devam ediyor.
Birol Biçer