İFTİRALARA PABUÇ BIRAKMAYACAĞIM
'Bağban olarak çekiliyor, dağdan gelenlerin önünü açıyoruz' diyerek istifa edip daha sonra AK Parti'ye geçen Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal'ın başına gelmedik kalmadı. Hakkında günlerdir iftira kampanyaları başlatılan ve sosyal medyada saldırıya uğrayan Çokal, suskunluğunu SABAH Akdeniz için bozdu. AK Parti'ye geçiş kararı aldığı için hayâsız ve cinsiyetçi hakaretlere uğradığını anlatan Tuba Vural Çokal, hakkındaki iddialara tek tek cevap verdi.
BİLİNÇLİ BİR SALDIRI
Siyasetin yanında aynı zamanda göz doktoru olan AK Parti Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, iki yıldır bilinçli saldırıya uğradığını belirtti. Çokal, "Benim AK Parti'ye pazarlıkla geçtiğim, ailemin borçları olduğu, milletvekili olmak için eski partime para verdiğim iddialarını ortaya attılar. Türlü yalanlarla hem beni, hem de ailemi linç etmeye çalıştılar" dedi.
KABUL EDİLEMEZ SÖZLER
AK Parti'ye katılmasının ardından yapılan tüm olumlu ve olumsuz eleştirileri aynı saygıyla karşıladığını ifade eden milletvekili Çokal "Ancak bunlar, aile fertlerini de içine alan iftira ve hakaretlere kadar uzayınca kabul edilemez hale geldi. Bu iddiaların yalan olduğu, sadece beni ve ailemi tanıyanlar değil iftirayı atanlarca da çok iyi biliniyor. Mesnetsiz iddiaları ortaya atanlarla ilgili hukuki süreçler devam ediyor" diye konuştu. Hesabını veremeyeceği hiçbir olayın olmadığını vurgulayan Çokal, "Benim alnım ak. Derdim milletime hizmet etmek. Daha önce de bunun için çalıştım, şimdi de bunun için çalışıyorum. Çalışmaya da devam edeceğim" ifadelerini kullandı.
BUNLARA İHTİYACIM YOK
Maruz kaldığı iftiraları atanların siyasete dünyaya dar bir pencereden bakan, herkesin kendileri gibi olduğunu zanneden kişiler olduğunu söyleyen Çokal durumu şöyle ifade etti: "Anne ve babam hukukçuydu, bana çalışmayı, elimdeki işi hakkını vererek yapmayı, mütevazi olmayı öğrettiler. Nur içinde yatsınlar, onlar bana çok iyi bir ortam sundular. Ben de çok çalıştım ve iyi bir eğitim aldım. Tıp fakültesini kazandım ve tıp eğitimi aldım. İhtisasımı göz alanında yaptım. Üzerine fizyoloji doktorası yaptım. Ardından Houston Methodist Baylor University'de glokom üzerine çalıştım. Sonra Hindistan'a gittim ve Chennai'da katarakt cerrahisi üzerine çalıştım. Döndükten sonra hem muayenehanemi açtım, hem de babamın isteği üzerine aile şirketlerimizin yönetimini ağabeyimle birlikte devraldık. Ben mesleğimi çok sevdiğim için göz doktorluğunu hiç bırakmadım. Siyasete de insanlara faydalı olacağıma inandığım için girdim. Ancak siyasette üretmeden karalayarak yükselmeye çalışanlar olduğunu gördüm. Akla hayale gelmeyecek iftiralarla karşılaştık."
BASTIM PARAYI YALANI
Manavgat ilçe başkanlığı döneminde söylediği bir sözün çarpıtıldığını anlatan Çokal, yaşananları da şu sözleri ile anlattı: "Milletvekili adaylığım sırasında, ilk olarak milletvekili olmam için rahmetli babamın partiye yüklü bir miktar para verdiği iddia edildi. Ancak babamın seçim tarihi belirlenmeden önce vefat ettiğini öğrenince iftirayı değiştirip 'bastım parayı aldım sırayı' dediğim yalanını uydurdular. Bu uydurma, ilçe başkanlığım döneminde, ilçe binası için kiralık yer bulamadığımızda sarf ettiğim, 'basarız parayı, alırız binayı' sözünün art niyetli değiştirilmesidir. O dönem Manavgat ilçe binasını bir arkadaşımla birlikte satın aldık. Hala Manavgat'ta bu binada faaliyet yürütüyorlar. O günden bugüne kadarda hiçbir kira talebimiz olmadı. Milletvekili olmak için hiç kimseye bir lira vermedim. Hepsi bunu biliyor. Ama doğaları gereği kendi partilerini dahi töhmet altında bırakmaktan çekinmiyorlar."
İNANILMAZ İFTİRALAR
Tuba Vural Çokal, AK Parti'ye katılmasının hemen ardından bu tarz iftiraların dozunun arttığına, inanılmaz yalanlar ortaya atıldığına dikkat çekerek şöyle konuştu: "Beni, ailemi, çevremi içine alan türlü hikâyeler yazdılar, kendi yazdıkları hikâyeyi gerçekmiş gibi haberleştirip halkı yanıltmaya çalıştılar. Önce para verdiğimi, sonra para aldığımı iddia ettiler. Hem borcu var, hem yeni otel alıyor dediler. Bu iddiaları dillendirenler bir iş adamını karalamaya çalışarak suç işledikleri gibi aşağılık müfteriler olduklarını da gösterdiler. Bunlarla ilgili de hukuki süreç devam ediyor. Fikirleri ne ise zikirleri de o. O partideyken iftiraları bitmedi, AK Parti'ye geçtikten sonra dozu artarak devam etti. Mesela benim AK Parti'ye pazarlıkla geçtiğimi iddia ettiler, ediyorlar. Çünkü bunların kafalarında siyaset bir pazarlık malzemesi… Ben bir davet aldım ve kamuoyuna açık bir şekilde geçiş yaptım, bu kadar şeffaf bir geçiş kararında pazarlık olmaz. Pazarlık arka kapı kollayanların işidir! Amaçları sadece karalamak! Çünkü bunlara göre siyaset böyle bir şey. Anlamadıkları şey ise siyasetin insan için insanla yapılması gerektiği… AK Parti siyaseti insan için insanla yaptığı için seçmen AK Partiden vazgeçmiyor."
DURMAK YOK YOLA DEVAM
SIYASETE Türk milletine hizmet etmek için girdiğini vurgulayan Çokal, AK Parti'ye geçiş sürecini ve nedeni ise şu cümlelerle açıkladı: "Bulduğum her fırsatta milletimizle beraber oldum. Ben bunları yaparken bir siyasetçiye, bir kadına, bir insana yapılmayacak hakaretlerle, iftiralarla karşılaştım. AK Parti'den hiçbir menfaat ve beklentim olmadı. Ben bir göz doktoruyum. Daha önce göz doktoru olarak hizmet ettim, şimdi milletvekili olarak hizmet ediyorum. Milletime AK Parti çatısı altında yorulmadan hizmet etmeye, milletim için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Benim gayem, ülkeme hizmet etmek. Beni yetiştiren ülkeme bu borcumdur. Bir taşın üstüne taş koyabilirsem, bir tek kişinin derdine derman olabilirsem bundan mutlu olurum. Bizler için komşuluk, arkadaşlık, dostluk önemlidir, onlarla aramızdaki hukuk, içtiğimiz bir kahvenin kırk yıllık hatırına özdeştir. Bizler o kahvenin yanına tat katsın, tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye bir kutu tatlıyla gideriz ziyaretlerimize. Ben bu coğrafyanın insanıyım. Bana ve partime hakaret eden bütün riyakârlara inat milletimle tatlı dille dertleşeceğim. Beni yetiştiren, bana kendisini temsil etme hakkını layık gören halkımı ziyaret etmekten vaz geçmeyeceğim. Halkımız en büyük hakemdir, hâkimdir. Daha önce de dediğim gibi, takdir Yüce Türk Milletinindir."
SİYASETTE KADIN OLMAK ÇOK ZOR
SIYASETTE kadın olmanın zorluğunu yaşadığını ifade eden Çokal, "Tek bir merkezden beslenen bir grup, işi şahsıma ve aileme küfür etme boyutuna kadar getirdi. Taziye ziyaretinin altına bile küfür içerikli paylaşımlar yapıldı. Ben çocuklarımın etkilenmemesi için bir süre hesaplarımı dondurdum. Bu sefer de benim adıma sosyal medya hesapları açarak tersten algı yaptılar. Yazılanlar, aydın görünümlü ilkel bir bilinçaltının yansımasıydı! Bunlara göre bir kadının iradesi, tercihi, muhakemesi olamaz, ancak onu zorlayan koşullar, etkileyen birileri olmalı! AK Parti Hükümetini negatif ayrımcılıkla, kadının iradesine ket vurmakla suçlayanlar, bir kadının kendi iradesiyle AK Partiye geçtiğini düşünemediler. Bir kadına, bir anneye, en hayasız, en 'cinsiyetçi' hakaretleri yapmayı kendilerine hak gördüler. Kadına değer vermek, özde bir tavır olmalı. Bazılarının fırsatını buldukları anda ne kadar cinsiyetçi olduklarını gördüm" sözleri ile yapılanları anlattı.