Antalya Kent Konseyi, yerel seçimler öncesinde belediye başkan adaylarına yol göstermek amacıyla '2019 Yerel Seçimlerinde Kentin Öncelikleri' raporunu hazırladı. Raporun detaylarına SABAH Akdeniz ulaştı. Raporda özellikle 'afetlerle ilgili tedbirler' başlığındaki veriler dikkat çekti. Raporda, "Antalya il merkezinde sayısı 100.000 civarında olduğu tahmin edilen mevcut çürük veya riskli yapı stokları hızla yenilenmelidir" denildi.
İMAR PLANI VURGUSU
İmar planlarının revize edilmesi gerektiğine değinilen raporda, "Deprem-zemin, deprem-yapı, afet yerleşim alanları ve kentleşme ilişkileri iyi değerlendirilmelidir" denildi. Raporda İmar planlarına esas zemin etüt raporlarının da bilimsel araştırmalarla hazırlanması gerektiği vurgulandı. Ayrıca afet zamanında Geçici İskan Alanlarının belirlenmesi istedi. Raporda talep edilen bir diğer konu da simülasyonlarla afeti yaşatarak bilincin oluşmasını sağlayan İstanbul ve Bursa'da örnekleri yer alan Afet Eğitim Merkezi ve Müzesi'nin şehre kazandırılması oldu.
1998 ÖNCESİNDE RİSK VAR
Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, Antalya'nın 1998 yılına kadar Türkiye deprem risk haritasında 4'üncü seviyede olduğunu hatırlatarak, "Antalya 1998'de 2'nci dereceye çıkartıldı. Yapı denetim uygulaması ise 2001'den sonra başladı. 1998 yılı öncesine kadar binalar 4'üncü derece deprem bölgesi olduğumuz düşünülerek üretildi. Bu nedenle özellikle kent merkezindeki 1998 yılı öncesinde yapılmış yapılar çok riskli" dedi.
DASK KARNESİ
Antalya'nın Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) zorunlu deprem sigortası karnesi de zayıf çıktı. Antalya'da yer alan 610 bin 140 konutun 321 bin 484'ünde deprem sigortası yapılığı ortaya çıktı. Yani Antalya'da yapıların yaklaşık yüzde 48'i sigortalı değil. 2012 yılında konutlarda elektrik ve su aboneliğinin başlatılması için sigorta şartı getirilmesine rağmen, sigortalılık oranı Antalya'da yüzde 52'de kaldı.
KAMU BİNALARI TEHLİKELİ ÇIKMIŞTI
Antalya'da 2004 yılında 119 kamu binasında depreme dayanıklılık incelemesi yapılıştı. Yapılan incelemede yapıların yüzde 70'i depreme dayanıksız, yüzde 13'ü ise 'yıkılması gerekir' sonucu çıkmıştı. Geçen süre içerisinde yıkılması gereken yapılar yıkıldı ve bazı yapılar ise güçlendirildi. Ancak kamu yapılarındaki denetim, özel mülklerde yapılmadı. Özel mülklerdeki oranın da benzer bir sonuç çıkma ihtimali korkutuyor.