Bölgemizde Antik kentler boldur. Oraları gezerken, yüzyıllar bu kent sakinlerinin savaşlarını, nasıl yaşadıklarını, nasıl geçindiklerini, gözlerimin önünde canlandırmaya çalışırım. Antik yapılara bakarken, adeta o yıllara gider; yaşanmışlıkları onlarla birlikte yaşar gibi olurum. Beydağları önünde, deniz kıyısında yer alan Phaselis, sevdiğim böyle Antik kentlerden biridir. Phaselis, 2600 yıl kadar önce, 3 limanlı bir yarımada üzerine kurulu bir ticaret merkeziydi. Son yıllarda kazı ve araştırmalara başlanıldığı için, kent hakkındaki bilgiler yıllar geçtikçe artmaktadır.
BİR SÖYLENCE
Bugün Phaselis hakkında bildiklerimiz genellikle yazılı kaynaklara dayanmaktadır. Bunlara göre kentin çeşitli kuruluş efsaneleri vardır. Kentin Rodos'tan gelen Argoslular ve Lakios önderliğindeki göçmenler tarafından İÖ 690 yıllarında kurulduğu bazı kaynaklarca belirtilmektedir. Heredot ise kentin bir Dor kolonisi olduğunu ileri sürer. Kentin kuruluşu ile ilgili söylence ise şöyledir: Kendine bağlı toplulukla Phaselis'in bulunduğu yerde bir koloni kent kurmak isteyen Lakios, bu yerin Kylabros isimli bir koyun çobanına ait olduğunu öğrenince, burayı satın almak ister. O devirde henüz para bilinmediğinden Lakios, bu toprakların karşılığı olarak çobana bir miktar arpa ekmeği veya kurutulmuş balık vermeyi teklif eder. Çobandan bu ikisinden birini seçmesini ister. Çoban o güne kadar hayatında "kuru balık" görmediği için, kurutulmuş balığı seçer. Takas alışverişi ile bölge, denizciler için en ucuz yiyecek kabul edilen 'Kurutulmuş Balık'la satın alınmış oldu. Böylece özel günlerde tanrılara "kuru balık" adak etmek bir gelenek haline gelir. Phaselis adağı, Antik dünyada "ucuz" bir adak için bir deyim olarak yerleşir. Bu söylenceden, Phaselis'in, Grek kolonistlerce zorla ele geçirilmediği ve burada önceden yerleşmiş bir halkın bulunduğu anlaşılır. Beard, Phaselis' te bulunan bir yazıttan, burada önceleri Likyalıların oturdukları sonucunu çıkarmıştır. Grekler buraya geldiklerinde burası terkedilmiş bir kentti.
PHASELİS GEMİSİ
Kentte bulunan en eski gümüş sikkeler, İÖ 550 yılına aittir ve bunların Pers standardında olmaları, Persler'in bu tarihlerde Phaselis'e egemen olduklarını gösterir. Kentin ismini, Preslerce "Allah korusun"; Yunanca "Fasulye" şeklinde gemi anlamına geliyordu. İÖ 5. yy'dan itibaren basılan sikkelerin bir yüzünde gemi, diğer yüzünde dörtgen oyuk (guadratum incusum) bulunuyordu. Kent daha sonra Kimon tarafından İÖ 454'te Attika-Delos Deniz Birliği'ne katıldı ve Kimon tarafından kente bağımsızlık verildi. İÖ 334 yılında Büyük İskender kente geldi. Kendine altın bir taç hediye edilen bu kentte bir süre kaldı. Büyük İskender'in öğretmenlerinden biri olan İsokrates'in talebesi Theodektes, İÖ 4. yy'da Phaselis'te doğan bu filozofun kimliği hakkında yeterli bilgi yoksa da hazırcevaplığı, bilmece yaratma ve çözme yeteneği bugüne kadar gelebilmiştir. İskender bir gece, zengin ve içkili bir eğlencenin ardından, dostlarıyla Phaselis sokaklarında gezerken Theodoktes'in heykelini görür coşkuya kapılır. Yanındakilerin başlarını süsleyen çelenkleri alarak, heykelin üzerine yağdırır. Böylece hem felsefeye hem düşünüre saygılarını sunmuş oluyordu. Theodektes özellikle zekâ ürünü bilmeceleri ile tanınmış bir filozoftu. İÖ. 4. yüzyılda yaşayan Theodektes'in bir bilmecesi şöyledir: "Doğada biri, diğerinden sonra gelişen olay nedir? "İlk ortaya çıktığında çok büyük, ömrünün ortasında çok küçük, yok olmasından hemen önce yine çok büyük?" Cevap Gölge. Başka bir soru: " İki kız kardeş vardır, bunlardan biri ikinciyi doğurur; ikincisi de birinciyi doğurur." Cevabı: Gece ve Gündüz'dür. ÜNLERİ KÖTÜYDÜ
Başka bir kaynakta, Phaselisliler'in para düşkünü insanlar oldukları, şehir kasalarını doldurmak için bir süre şehre gelenlere 100 Dırahmi karşılığında, vatandaşlık hakkından sattıklarından söz edilir. Aslında Phaselisliler'in adı kötüye çıkmıştır. Günün birinde şehre gelen ünlü Filozof Stratonikos hamama gider. Hamam çıkarken bekçi, normal yıkanma ücretini söyler. Lafa karışan bir kentli yabancıların daha yüksek bir ücret ödemesi üzerinde baskı kurar. Filozof Stratonikos'un hamam bekçisine dönerek, söylediği söz çok manidardır: " Seni karaktersiz bekçi, hamam ücretini bana üç kuruş eksik söylemekle beni Phaselisli mi yapacaktın?" İÖ 1. yy'larda Phaselis ile Olympos'un Kilikyalı korsanların başı olan Zeniketes tarafından ele geçirildiği bilinmektedir. İÖ 67 yılında Pompeius tarafından korsanlardan temizlenen şehre İÖ 48 yılında tekrar uğrayan Pompeius'un gemisinde bulunan şair Lukan, Phaselis'in yıkık evler ve fakirleşen halkı ile acınacak durumda olduğunu yazar. 1. ve 2. yüzyıllarda Roma egemenliği altında tekrar gelişen kenti, İS 130 yılında Roma İmparatoru Hadrianus ziyaret etmiş, onuruna kentte bir tak inşa edilmiştir.
GEÇİM KAYNAĞI TİCARET
PHASELIS'IN en önemli geçim kaynağı ticaretti. Dış satım ürünleri gülyağı, zambak merhemi ve kereste idi. Phaselisliler'in ticaretteki becerileri kent sınırlarını aşmış, onların Antik dünyada kötü bir üne sahip olmalarına neden olmuştu. Demosthenes Phaselisliler hakkında şunları söylemiştir: "Onlar piyasada borç para bulmakta çok beceriklidirler. Ne var ki, aldıkları paranın borç olduğunu hemen unuturlar. Geri istendiğinde ise, ödememek için her türlü bahane ve özür bulurlar. Bir şekilde yine de geri ödemek zorunda kalsalar bile, sanki ceplerindeki öz kazançlarından veriyormuş gibi davranırlardı." Stratonikos, Phaselislilerin bölgenin en karaktersiz insanları olduğunu yazar.