Antik Çağ'da bölgenin Olimpos'u olan Tanrılar Dağı "Tahtalı", çocukluğumdan beri merak ve ilgimi çeken zirvelerden biri idi. Antalya'nın batısında denizden birden bire yükseliveren ve denize dik bakan Tahtalı Dağı, 2 bin 366 metre yüksekliğindedir. Neyse ki günümüzde, 'Tanrılar Dağı Tahtalı'ya teleferikle de çıkmak mümkün. Aman Allah'ım; ne müthiş bir güzellik, ne ihtişamlı bir manzara o? Hava koşullarının verdiği olanaklar çerçevesinde batıda Antalya'dan Manavgat'a, hatta Alanya'ya kadar olan geniş bir alanı geniş açı olarak seyredebiliyorsunuz. Güneye doğru baktığınızda ise, Finike'ye kadar olan tüm sahili görmek mümkün. İrili ufaklı koylar; Phaselis, Olimpos, Porto Ceneviz Limanı, Adrasan Koyu'na kadar olan sahil kuş bakışı görünüyor. Böyle bir güzellik, benim gibi dağcılık yeteneği olmayan insan için, yaşamında nadiren yaşanır..!
BÜYÜLEYEN MANZARA
Tahtalı Dağı, deniz düzeyinden birdenbire yükselerek 2366 metreye ulaştığı için, Avrupa'nın bu en uzun teleferik hattı ile nefesleri kesen bir yolculuk yaşıyorsunuz. Yükseldikçe 360 dereceye varan ve bütün yönlerde insanı büyüleyen bir manzara ayaklarınızın altına seriliyor. Denize bu kadar yakın olup da 2300 metreyi geçen Antalya yöresinde Tahtalı Dağı'ndan başka dağ yok. Zirveye 4,5 kilometrelik olan mesafeyi, teleferikle 9,5 dakikada aşabiliyorsunuz. Tahtalıdağ'ın deniz düzeyi ile 1800 metre arasındaki bölümleri ormanlık alanlardan oluşuyor. Çam ağaçlarının hemen ardından sedir ağaçları başlıyor. Sedir ağaçlarına üstten kuşbakışı, öyle güzel bir görünüm sunuyor ki, bunu kelimelerle anlatmak imkânsız. Muhakkak bizzat görmek gerekir.
HOMEROS ANLATIYOR
Antik çağda adı 'Solyma" olan Tahtalı Dağ'dan ilk söz eden antik yazar Homeros'tur. O'nun anlatımına göre Tanrı Poseidon, Aithioposlulara yaptığı bir ziyaretten dönerken Solyma Dağı'na geldiğinde, düşmanı olduğu Odysseus'un tekrar denize açılmakta olduğunu fark eder. Amacı Truva Savaşı sonrası ülkesine dönmek isteyen Odysseus'a mani olmaktır. Phaselis önünde deniz karışır; dalgalar birkaç gemi yüksekliğine ulaşsa da Odysseus, bu tehlikeden de kurtulmayı başarır. Homeros bu olayı bize şu sözlerle aktarır: "Yanık Yüzlüler ülkesinden geri dönen Poseidon o ara gördü onu Solyma Dağları'nın tepesinden, ilişti gözüne denizde yüzen sal, yeri sarsan tanrı öfkelendi yüreğinde adamakıllı, söylendi kendi kendine, sallaya sallaya başını: "Odysseus için verilmiş kararı tanrılar ben Yanık Yüzlülerdeyken değiştirdiler demek! Phaiak'ların toprağına yanaşacak neredeyse, orda kurtulacak başına gelen belalardan. Ama ben daha bir sürü bela getirebilirim onun başına". Yine Homeros bölgedeki Solymler halkından söz ederken Likyalıların kendilerinin atası saydıkları efsanevi kahraman Bellerophontes'in Solymlerle sürdürdüğü savaşları anlatır: Bellerophontes tanrıların isteğine uydu ve azgın Chimaira'yı bir anda yere serdi. Sonra ünlü Solymler'le savaştı. Girdiği savaşların bu en çetiniydi". Antik coğrafyacı Strabon'un kitabında Tahtalı Dağı'nın adı, Phaselis kentini anlatırken geçer: "Korykos'tan sonra Phaselis Gölü ve söz edilmeye değer üç limana sahip Phaselis ?kenti gelir. Bu kentin üzerinde Solyma Dağı yükselir …"
ANTİK YOL
BÖLGEDE bulunan yazıt ve sikkelere bakıldığında bir zamanlar bu yörede yaşayan halkın Solymos adında efsanevi bir kahramanı ataları olarak kabul ettikleri ve en yüksek tanrı olarak Zeus Solymeus'a taptıkları anlaşılmaktadır. Hatta yapılan araştırmalar Zeus Solymeus'un Luvi-Hitit diline dayandığı ve hava tanrısı ile özdeş olduğu ve taptıkları tanrıların "Tanrılar Dağı" Olimpos'ta değil, Solyma Dağı'nda oturduğunu göstermektedir. Tahtalı Dağı'nın batı eteklerinde, Beycik ile Üçoluk Yaylası arasında deniz seviyesinden 1500 m yükseklikte bir mevkide Roma dönemine ait bir yol kalıntısı mevcuttur. Özenle inşa edilmiş olan 2,30-2,50 m genişlikte olan bu döşeme yol 1-1,50 m yüksekliğe varan ve büyük taşlardan oluşan duvarlarla desteklenmiştir. Bu yolunun büyük bir bölümü zamanımızda yol yapımında ortadan kalkmıştır.. Tahtalı Dağı'nın eteklerinde yetişen güllerin İlkçağ'da ünlü olduklarını Plinius'un "Phaselis'in zambakları övgüye layık bulunur" cümlesinden öğreniyoruz. Tahtalı Dağı eteklerinde yetişen güllerin Phaselis'te işlenerek ticari bir ürün olarak satıldığından tarih kitapları söz eder.
OLİMPOS ANTİK KENTİ
BIZ yıllardır Olimpos kentini, Tahtalı Dağı'nın güney aşağısındaki Çıralı mevkiinde bilirken, son yıllarda Prof Dr. Sencer Şahin'in yeni bulguları ve Prof. Dr. Mustafa Adak'ın araştırmaları sonucunda aslında Olimpos'un, önce Musa Dağı eteğinde 750 metre yükseklikte kurulmuş olduğu ortaya çıkmıştır. Olimpos dağ kenti İ.Ö. 2. yüzyılda refah dönemini yaşamış, İ.Ö. 1. yüzyılın başlarında da bölgede egemen olan korsanların başı Zeniketes'e başkentlik yapmıştı. Romalıların doğu Akdeniz'i korsanlardan temizlemek amacıyla denizden yapılan bir harekâtta Zeniketes, Roma Donanması ile baş edemeyince intihar etme yolunu seçmişti. Zaten ulaşımı zor olan Olimpos dağ kenti, Zeniketes'in ölümü ile terk edilerek, kentin 4 km güneyindeki kentin limanı olan Korykos'a (Antalya) taşınmıştı. Böylece eski Korykos Limanı, Olimpos kentinin yerini almıştır. Bugüne kadar bildiğimiz sahildeki Olimpos antik kentinin; Musa Dağı eteklerinde kurulmuş olan asıl Olimpos kentinin devamı olduğunu ancak son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda öğrenmiş olduk.