Perge Antik Kenti'nden 1960'lı yıllarda yurtdışına kaçırılan ve 2010 yılında İsviçre'nin Cenevre Gümrüğü'nde ele geçirilerek, yaklaşık 7 yıl süren hukuk savaşının ardından kendi evine dönen lahit, 24 Eylül 2017 günü Antalya Müzesi'nde, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un da katıldığı bir törenle ziyarete açıldı. Antalya Müzesi dışında, başka bir yerde benzeri olmayan Herakles (Herkül) Lahdi'nin en önemli yanı Herakles isimli mitolojik kahramanın yaşamındaki olayların, kabartma figürlerle anlatıyor olması. Lahit, Perge'den 1970'li yıllarda parçalar halinde yurtdışına kaçırılan, büyük bir olasılıkla aynı heykeltıraşın elinden çıkmış MS 2. yüzyıla ait benzer diğer Herakles Lahdi'nin karşısına konuldu.
HERAKLES'İN MACERALARI
Antalya Müzesi'nde sergilenen Herakles Lahdi'ni sizlere tanıtmak istiyorum. Belki de merakınızı uyandırır; gidip görmenize vesile olurum. Şimdi bu mitoloji kahramanı Herakles'i tanıyalım: Greklerin Herakles, Romalıların Herkül adını verdikleri efsane kahramanı Herakles, eski Yunan mitolojisinde çok kuvvetli olmasıyla tanınan bir kahramandır. Efsaneye göre Herakles'ın babası, tanrıların kralı Zeus, annesi de Alkmene adında bir prensesti. Zeus'un asıl karısı Hera, kocasının bu prensesten bir oğlu olduğunu haber alınca çok kızdı, Herakles' öldürmek için fırsat kollamaya başladı. Daha beşikteyken Hera onun üzerine iki büyük zehirli yılan saldırttıysa da Herakles küçük elleriyle bu yılanları tutup attı. Herakles büyüyünce Thebes Kralı Kreon'un kızı Megara ile evlendi. Hera beslediği kinden vazgeçmemişti. Bir gün Herakles'in delirmesini sağladı. Herakles delirince karısını, çocuklarını yakarak öldürdü. Aklı yerine gelince de, işlediği büyük suçtan dolayı vicdan azabı çekmeye başladı. Bir kâhin ona bu azaptan ancak on iki ödevi yerine getirmekle kurtulabileceğini söyledi.
İlk ödev Nemea Aslanı diye tanınan yırtıcı bir hayvanı öldürmekti. Herakles aslanı elleriyle öldürdü, postunu krala götürdü.
İkinci görev, dokuz başlı bir canavar olan Hydra'yı öldürmekti. Bu canavarın bir başı kesilince, yerine iki baş çıkardı. Herakles Hydra'nın sekiz başını yaktı, dokuzuncu başını da bir kayanın altına sıkıştırdı, sonra zehirli oklarla canavarı öldürdü.
Üçüncü ödev, altın boynuzlu Ceryneion Geyiği'ni yakalamaktı. Çok hızlı koşan bu geyiği Herakles yakaladı ve krala getirdi.
Herakles'in dördüncü ödevi Erymanthus' taki yaban domuzunu yakalamaktı. Bunu da başardı.
Beşinci ödev, Elis Kralı'nın ahırlarının temizlenmesiydi. Herakles, iki ırmağın yollarını bu ahırlara çevirerek onları bir günde temizledi.
Altıncı ödev, Stymphalus Gölü'ndeki eti yiyen vahşi kuşları öldürmekti. Herakles önce Athena'nın çıngırağını çalarak kuşları korkuttu; sonra da onları zehirli oklarıyla vurdu.
Yedinci ödev, Girit'teki deli boğayı yakalamaktı. Herakles adayı alt üst eden bu boğayı da yakalayıp omzunda taşıyarak krala getirdi.
Sekizinci ödev, Diomedes'in, insan eti yiyen vahşi atlarını yakalamaktı. Herakles önce Diomedes'i öldürdü, etini atlara yedirdi; sonra da atları yakaladı.
Dokuzuncu ödev Amazonlar'ın Kraliçesi Hippolyta'nın kuşağını ele geçirmekti. Amazonlar denilen bu savaşçı kadınlar Herakles'e önce iyi davrandılar, sonra Hera onları Herakles'in aleyhine çevirdi. Herakles Amazonlar'la savaşmak zorunda kaldı, Hippolyta'nın kuşağını ele geçirerek kralın yanına döndü.
Herakles'in onuncu ödevi, üç gövdeli Geryoneus'un öküzünü yakalamaktı. Akdeniz'de bir adada yaşayan öküzü yakalayabilmek için önce iki kafalı köpekleri öldürdü. Öküzü yakalayıp krala getirdi.
On birinci ödev, Hesperidler elma bahçesindeki altın elmaları ele geçirmekti. Herakles bu ödevi yerine getirebilmek için, göklere destek olan Atlas'tan yardım istedi. Atlas, bu elmaları alıp getirinceye kadar dünyayı Herakles taşıdı. Yalnız, elmaları getirdiktensonra dünyayı onun omuzlarından geri almadı. Herakles çaresiz kalınca, Atlas'a dünyayı taşıyacağını, ancak omzuna bir destek buluncaya kadar ona izin vermesini söyledi. Atlas dünyayı yeniden omuzlarına alınca, Herakles elmaları kaparak kaçtı.
Sonuncu ödev, yeraltı dünyasının bekçi köpeği olan Kerberus'u dünyaya çıkarmaktı. Herakles ölüler ülkesinin tanrısı Plüton'dan izin alarak bu köpeği krala getirdi. Kral korkusundan kaçarak büyük bir kavanozun içine saklandı. Herakles, bu on iki ödevi başarıyla sonuçlandırıp azaptan kurtulunca Deianira ile evlendi. Bu kadın Herakles'i kıskandığından ona zehirli bir elbise giydirdi. Herakles, zehirlenince o kadar büyük bir acı çekti ki en sonunda kütüklerin üzerine uzanıp arkadaşı Philoktetes'ten kütükleri ateşe vermesini istedi. Böylece Herakles'in vücudu yandı, yok oldu. Ölümsüz olan ruhunu ise babası Zeus alarak Olympos Dağı'na götürdü. Mitoloji kitapları böyle yazıyor.
DAHA ÖNCE DE YAŞAMIŞTIK
Daha önce de Perge'den 1970'li yıllarda tarih hırsızları tarafından çalınan diğer bir Herakles lahdi, parçalar halinde yurt dışına götürülürken bir kısmı İstanbul'da yakalanıp, Antalya Müzesi'ne getirilmişti. Büyük bölümü ele geçirilemeyen Herakles Lahdi'nin dünyanın en zengin kolleksiyonerlerinde olduğu ortaya çıkarken Amerikan Paul Gety Müzesi 1982 yılında elinde bulunan lahtin bir parçasını Türkiye'ye iade etmişti. Alman Henkel Firması'na bağlı Hans Schwarzkop kolleksiyonunda bulunan lahdin diğer iki parçası ve kolleksiyonerlerin elindeki geri kalan parçalar getirtilerek lahit tamamlanıp Antalya Müzesi'nde sergiye açılmıştı. İki Herakles lahdi şimdi aynı salonda yan yana duruyor.
HARİKA BİR MÜZE
Bu yazıyı yazmadan önce yeni ziyarete açılan Herakles Lahdi'ni görmeye müzeye gittim. Görmeyeli müzemiz, birkaç yıl içinde çok değişmiş. Birçok salonlar ve eserler çağdaş müzecilik anlayışına göre yeniden düzenlenmiş. Adeta canına can katılmış. Müze Müdürü Mustafa Demirel ve çalışma arkadaşları, çağımıza uygun modern bir müze yaratmışlar. Çok da güzel olmuş. Emeği geçen herkesi kutlarım.