Eskiden bayram yerleri, çocukların büyük sabırsızlıkla beklediği eğlence ortamıydı. Bugün olsaydı, günümüz çocukları bu gibi yerlere, ne kadar ilgi duyarlardı, onu da pek tahmin edemiyorum. Daha 1970'li yılların sonlarına kadar bayram yerleri, çocuklarla dolup taşardı. Bayram yerlerinde çeşitli çadırlar kurulur. Bunların bazılarında ibiş tiyatroları, hokkabazlar, bazılarında bin bir güçlükle Afrika'dan tutulup getirildiği ilan edilen vahşi hayvanlar vardı. Bazı çadırlarda ise deniz kızları, kesik baş, başı insan vücudu yılan gibi hilkat garibeleri gösterilirdi. Ekşili Bahçe denilen yerde ip canbazı Ali, hünerlerini gösterir ve alkışlar arasında elinde bir tas ile seyircilerden bahşişini toplardı. Bayram günleri tüm dükkânlar kapalı olsa da, bakkallar açık olurdu. Mantar tabancası, çatapat, füze, kız kaçıran, misket, çiklet, leblebi tozu, bisküvi, tüp çikolata, sigara biçiminde sakız; çocukların ilgisini çekecek ne varsa dükkânların önüne kurulan küçük tezgâhlara dizilirdi.
ÇEŞİT ÇEŞİT EĞLENCE
Harçlıklarını toplamış, ceplerini doldurmuş çocuklar mantar tabancası ve diğer patlayan şeylere; bazıları da bayram yerlerindeki bisikletlere, salıncaklara, faytonlara, gezi otobüslerine binerek veya sirk çadırlarına, ibiş tiyatrolarına girerek bütün harçlıklarını harcarlardı. Bayram yeri boy boy salıncaklarla da dolu idi. Yaşları küçük olanlar için asma salıncaklar, biraz büyükler için dönme dolaplar, atlı karıncalar vardı. Bunlara binmek için çocukların saatlerce güneşte kuyrukta beklediği olurdu. Çocukları çok küçük olan annebabalar ise, akşam üzeri çocuklarını bayram yerlerine götürürdü. Bazı yıllarda Antalya Yenikapı'daki çocuk bahçesinde, 60'lı yıllardan sonra da Karaalioğlu Parkı'nda Lunapark kurulurdu. Küçük çocuklar atlıkarıncalara bindirilir; büyükçe olanlar ve gençler dönme dolaba, zincirli salıncağa binerler, gizlice sigara içen haylaz gençler sigara paketlerine halka atarlar, tüfekle ateş ederek balonları vurmaya çalışırlardı. Bayram yerlerinde Austin marka otobüsler, bayram yerinden Antalya'nın Kepez mevkiine kadar gidip dönerek çocukları gezdirirlerdi. Yol boyunca çocuk yolcular otobüs şoförüne "Şoför amca, çok yaşa!" diyerek sevinç gösterilerinde bulunurlardı Fayton arabalarla ise daha kısa mesafeler arasında çocuklar gezdirilirdi. Bayram yerlerinde binmek için at, eşek vardı. Üç tekerlekli bisikletler, Ziraat Bankası'nın ara sokağında kiralanarak bir aşağı bir yukarı gezilirdi. Tatlıcı, ciğerci, helvacı, şerbetçi, muhallebici, aşureci, dondurmacı, davulcu, zurnacı, oyuncakçı ve seyyar ızgara köftecilerinin, balon satıcılarının bağırışları; çocukların mantar tabancası patlatmaları, bayram yerini tatlı bir karışıklığa sokardı. Bol bol eğlenilen bu eski bayram günlerinde çocuklara çok hoşgörülü davranılır; bayram eğlenceleri, sabahın erken saatlerinden akşam karanlığına kadar böyle devam ederdi. Antalya'daki bayram yerleri o kadar ilgi çekici idi ki, bayram günlerinde, çevre ilçe ve köylerden de bayram için Antalya'ya gelenlerin sayısı da oldukça çoktu. Bugün Antalya'da bayramlar, ne yazık ki kendine özgü eğlenceleri olan gelenekler olmaktan çıktı; yorucu ve stresli iş hayatının nefes alınan tatilleri haline geldi. Çocuklara gelince... Onlar bugün el öpünce, büyüklerin neden para verdiklerine bir anlam veremedikleri için, insana bön bön bakıp, almak bile istemiyorlar.
BAYRAM YERLERİNİN ÖNEMLİ DÜZENLERİ
Bayram yerlerinin dirlik ve düzeninden Antalya Belediyesi sorumlu olur; Belediye Zabıta memurları bayram yerlerinde denetim yaparlardı. 1934 yılında Antalya Belediyesi'nin, Bayram yerleri ile ilgili aldığı önlemler şöyle sıralanmıştı:
1. Şehrin ortasındaki Develik Meydanı çocuklar için eğlence merkezi olacaktır. Bu meydanda salıncaklar kurulacaktır. Saat on birden itibaren davul zurnalar sokakları dolaşarak çocukları buraya toplayacaktır.
2. Burada düdük, balon, mantar tabancası, çıtırpıtır, el maytabı vesaire gibi bayramlarda kullanılan oyuncakların satılması için tertibat alınacak, bu işler için esnaf, belediyece teşvik olunacaktır.
3. Meydanın inzibatı ile zabıta memurları, yakından alakadar olacaklardır.