Yüzümüzde
yaşlanma belirtileri üç ana dokunun etkilenmesi sonucu ortaya çıkar. Deri, derialtı bağ dokusu yağ ve destekleyici dokular, kemik. Derideki kırışıklık nem ve elastikiyeti kaybı, cilt altı yağ dokunun yer değişimi ve azalması, iskelet kemik yapı değişiklikleri yüzde kendini yaşlanma olarak gösterir. Yıllar geçtikçe yüzdeki dolgunluk ve fresh görüntü azalır. Estetik Plastik ve Rekonstriktif Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Duygu Aksoy bu kaçınılmaz durumla nasıl başa çıkabileceğimizi anlattı.
NELER YAPILABİLİR?
Aksoy, "Mimik hareketleri kas kasılmaları ile oluşan göz etrafı ve alın kırışıklıkları için botoks uygulama ve ince hyaluronik asit dolgular uygundur. Botoks uygulamalarında en tedirgin eden şey uygulama sonrası şeytani görüntü ve ifadesiz bir yüz. Botoks doğru noktalara uygun dozlarda yapılırsa bunlar oluşmaz. Alt ve üst göz kapağı torbalanmalarında operasyon kesin çözümdür. Göz kapağı operasyonu ile daha canlı ve genç görünmek mümkün" dedi. Aksoy, "Yüz germe operasyonları artık daha doğal sonuçlar için volüm arttırıcı işlemlerle kombine olarak yapılmaktadır. Artık deri sarkmasından daha önemli olanın yumuşak doku ve hacim kaybı olduğu anlaşıldı. Eğer hacim kaybı sarkmaya eşlik ediyorsa dokunun restorasyonu için de yağ veya hyaluronik asit dolgu kullanılır. Böylece doğal ve abartılı olmayan tatminkar sonuçlar elde edilir" ifadelerini kullandı.
KIRIŞIKLIKLAR
Yaşlı ve yorgun görüntüye sebep olan ana bölgenin göz etrafı ve alın olduğunu belirten Op. Dr. Aksoy, "Alın kırışıklığı ve kaz ayakları belirginleşip, göz altı çukurlar görünmeye başlayınca daha yorgun bir görüntü oluşur. Kaş düşüklüğü ve alt göz torbalanmaları ise olayı daha da belirgin hale getirir. Elmacık kemikleri üzerindeki yağ dokunun aşağı doğru yer değiştirmesiyle alt göz kapağı deformasyonu daha belirginleşir. Ağız ve yanaklardaki doku azalması ve deri gevşekliği ile yanak dokusu alt çene yan kısımlarına inerek çene kenarlarında torbalanmaya yol açar. Boyunda da sarkma ve doku kaybı yüze eşlik eder" dedi.