Antalya'da 1'inci derece doğal SİT alanı falez kıyı bandının denize uzandığı en uç noktada yer alan Bababurnu Deniz Feneri'nin, turizme açılması konusu son günlerde gündemi oluşturdu. Durum böyle olunca, bana da bugün Antalya'nın deniz fenerlerini sizlere tanıtmak fırsatı doğdu. Deniz fenerleri, gemiciliğin başladığı yıllardan beri eskiden kıyı boyunca ilerleyen gemilerin kayalara çarpıp parçalanmalarını önlemek için, mümkün olduğu kadar yükseklere ateşler yakarak işaret veren, önemli bir araçtı. Nitekim M.Ö. 280 yılında Mısır'da Pharos Adası'na yapılan ve Antik dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri çok ünlüydü. Fener ışıklarının görünme mesafeleri, fener kulesinin deniz seviyesinden yüksekliğine ve ışığın yoğunluğuna bağlıdır. İçbükey madeni aynalar 135 metre yüksekliğinde bir kulenin tepesine yerleştirilmiş meşalelerin ışığını 50 km kadar uzaklara ulaştırabiliyordu. Ansiklopediler; en eski deniz fenerinin M.Ö. 7. yüzyılda Sigeon'da, bugünkü adıyla, Kumkale'de (Çanakkale) yapıldığını yazıyor. İstanbul Boğazı'nın Trakya yakasındaki Timée ve karşı kıyısındaki Chrysopolis (Üsküdar) fenerleri M.Ö. 2. yüzyılda yapılmıştır. Rodos Adası Limanı girişinde Güneş Tanrısı Helios adına yapılan bronz heykel, ilk fenerler arasında sayılmasa da heykelin elinde tuttuğu bir ateşle limana giren teknelere yol gösterdiği söylenir.
ANTALYA FENERLERİ
Antalya bölgesinde liman giriş fenerleri dahil olmak üzere 14 tane fener bulunmaktadır. Bunlardan Bababurnu Feneri gibi dördü lojmanlıdır. Antalya'da ilk fenerin kullanılması M.S. 2. yüzyıla aittir. Bugün Karaalioğlu Parkı'nın kuzeybatı köşesinde yükselen 14 metre yüksekliğindeki Hıdırlık Kulesi'nin bir kahraman mezarı olarak inşa edildiği; üst kısmının ise gemilere yol gösteren bir ışık kulesi olarak kullanıldığı söylenir. Kurulduğu yıllarda devvar denilen bir sistemle gazyağı ile çalışan deniz fenerlerinde bazı geceler yangın çıktığı veya lambaya giden gaz borusunda tıkanma olduğundan, fenerde bir kişinin beklemesi gerekiyordu. Devvar denilen sistemi açıklamak gerekirse, belki şöyle anlatılabilir: Fenerin tepesinde yakılan ışık sabit duruyor. Etrafındaki dönen mercekler için eskiden ağırlıkla çalışan saatlere benzer bir ağırlık kuruluyor. Böylece ışığın etrafındaki mercekler dönünce, fenerin uzaktan yanıp sönüyormuş gibi gözükmesi sağlanıyor. Bu nedenle fenerin her akşam belli bir saatte tekrar kurulması gerekiyordu. Gemici her feneri, kendine özgü ve eşsiz çakış temposundan tanır. Böylece onun yerini, özel bir haritada bularak kendi mevkiini de saptayabiliyordu. 2000'de son güneş enerji sistemine geçilse de kurma sistemi yine devam ediyordu. Yakın zamanlarda otomatik fenerler kullanılmaya başlanınca, deniz fenerlerinde herhangi bir insanın beklemesi ihtiyacı da kalmadı. Bugün artık güneş enerjili aküler kullanılıyor. Deniz fenerlerinin ilgili kurumca haftada bir veya gerektikçe bakımının yapılması artık yeterli olabiliyor.
ALANYA DENİZ FENERİ: 18. yy ilk yarısında Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılan yapı bugünkü şekline Cumhuriyet döneminde kavuşmuştur. Alanya Kalesi surlarının doğu bölümünde bulunmaktadır.
DENİZ FENERLERİNİN GELECEĞİ
Zamanla Deniz Fenerleri'ndeki otomasyonun yaygınlaşması ve uydu haberleşme sistemlerindeki gelişmeler deniz fenerlerine duyulan gereksinimi giderek azaltmıştır. Eskiden bekçilerin oturduğu konutlar, bugün birçok ülkede mevcut binalara hiçbir eklenti yapılmadan, geçmiş tarihin tanıkları olarak otel, lokanta, alışveriş mağazası vs. gibi turistik amaçlarla kullanılmaktadır. Bu uygulama hem toplumu bilgilendirme açısından hem de bu tarihi mirasa sahip çıkılması gereğinin hissettirilmesi bakımından yararlı olacağını, herkes gibi ben de düşünüyorum.
BABABURNU FENERİ
Bugünlerde kafe-restoran yapılmak üzere imara açılması tepkiyle karşılanan Antalya'nın eski Lara yolu üzerindeki Bababurnu Feneri, eski fotoğraflardan ve sözlü anlatılardan anlaşıldığına göre, eskiden 'Paşakavakları' denilen mevkide, bugün Talya Otel'in bulunduğu yerde 1935 yılında inşa edilmiştir. Ancak Paşakavakları feneri 1940'lı yılların başında, Antalya Karaalioğlu Parkı ve kent caddelerinin elektrikle aydınlatılması sonucu, Antalya'ya gelen gemilere yol göstermek özelliğini kaybettiğinden, 1947'de Bababurnu'na taşındığı anlaşılmaktadır. Bu fenerin bakımını ilk olarak Salih Gürül ailesi; daha sonra da Fener Teknisyeni Sait Eralp ve ailesi yürütmüştür. Son yıllarda Teknisyen Sait Eralp'in ekibine Tevfik Murat kutlu ve Şahin Gönç katılmıştır.
GELİDONYA DENİZ FENERİ
Gelidonya Feneri, Antalya'nın Akdeniz'deki en uç noktasında, Kumluca İlçesi'nin ulaşımı oldukça zor olan Taşlık Burnu üzerindedir. Türkiye kıyılarının en yüksek feneri olup 227 m yükseklikteki fener denizden 3 km içeridedir. Sivri kayalıklar üzerinde inşaatına 1934 yılında başlanan Taşlıkburnu Feneri, 1936 yılında hizmete girmiştir. Fener, bulunduğu mevkii ile özleştirildiği için halk arasında 'Gelidonya Feneri' olarak bilinir. Gelidonya Burnu, fırtınalı havalarda denizcilerin en zorlandığı yerlerden olduğu kadar; manzarası itibariyle Türkiye'nin en çok fotoğrafı çekilen fenerlerinden birisidir. Mustafa Demir ailesi, kurulduğundan bu yana dededen toruna üç kuşak fenerin sorumlusu oldular. Torun Mustafa Demir, şimdi artık haftadan haftaya gelip fenerin bakımını yapıp gidiyor.
TÜRKİYE'DE İLK DENİZ FENERLERİ
Yine ansiklopedilere bakıldığında; Türkiye'de 1755 yılında inşa edilen deniz fenerinin ilk Ahırkapı deniz feneri olduğu, bakımının Bostancı Ocağı neferleri tarafından üstlenildiği ve kandillerinde yakılacak yağ ise Topkapı Sarayı'ndan sağlandığını yazılıdır. I. Abdülhamit döneminde fenerin idaresi gedik usulüne bağlanarak babadan oğula geçmeye başlamış ve bu gelenek günümüze kadar devam etmiştir. 1860 yılında Osmanlı Devleti Fenerler İdare-i Umumiyesi'ni kurarak fenerlerin işletme yetkisini Michel Marius ve Bernard Camille Collas adında iki Fransız'a vermiştir. Cumhuriyet döneminde devlet, 3302 sayılı kanunla Fenerler İdare-i Umumiyesi'ni satın almış ve 1 Ocak 1938'de Denizbank'a devretmiştir. Birçok yönetim ve isim değişikliğinden sonra fenerlerin yönetimi 12 Mayıs 1997 de kurulan 'Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bağlanmıştır.