Türkiye'de gerek meşru hükümetlere gerekse milli iradeye karşı çeşitli tarihlerde darbe girişiminde bulunulduğunu, bu girişimlerin vatandaşa zarar verdiğini ve Türkiye'nin istikbalini baltaladığını ifade eden Alkayış, "İşte bunlardan bir tanesi de 12 Eylül 1980 askerî darbesidir. Bu darbeden kısa bir süre sonra hazırlanmış olan 1982 Anayasası, özünde darbe atmosferini taşıdığı için milletimizin sahip olduğu temel değerlerden çok uzaktadır. 1982 Anayasası'nın darbe ürünü olduğu için o günün koşullarında, darbe mantığına göre hazırlanmış çağdaşlıktan ve demokrasiden uzak bir metinden ibarettir. Darbenin izlerinden tamamen arınmış, bütünüyle demokratik, katılımcı ve sivil bir anayasaya acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Halkın beklentileri de bu yöndedir bu vesileyle milletin beklentisine yönelik yeni bir anayasa hazırlanması zorunlu hale gelmiştir. Çünkü Anayasalar bütün yasal mevzuatın meşruiyet kaynağı ve sistemin tamamını belirleyen temel metinlerdir. Her anayasa, yazıldığı dönemin siyasi ortamından izler taşır. 1982 Anayasası, yürürlüğe girdiği tarihten günümüze kadar onlarca kez değişikliğe uğramıştır. Her bir serbest seçim dönemi geldiğinde, vatandaşlarımızın beklentilerine uygun olarak, 1982 Anayasası'nda da çeşitli değişikliklere gidilmiştir. Onlarca kez üzerinde değişikliğe gidilmiş olmasına rağmen 1982 Anayasası hâlen beklentileri karşılayamamaktadır. Çünkü bu Anayasa'nın ruhu toplumumuzun ihtiyaç duyduğu vasıf ve değerlerden uzaktır." dedi.
Alkayış, açıklamasını şöyle sürdürdü; "Demokrasimizin daha çok güçlenmesi, katılımın daha da artması, sistemin tamamen halka dönük ve halkın yararına çalışması için, başta Anayasa'mız olmak üzere seçim yasası, siyasi partiler yasası ve Meclis İç Tüzüğü'müzün de değiştirilmesi ve bu sayede toplumun beklentilerine uygun hâle getirilmesi lazımdır. İçinde bulunduğumuz Türkiye Yüzyılı'nda ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde milletimizin beklentilerinin en kısa sürede karşılanacağına ve ülkemizin daha müreffeh bir düzeye geleceğine olan inancım tamdır."