Bölgedeki yaklaşık 100 akar suyunun aktığı Van Gölü, akıntının etkisiyle farklı renkler alıyor. Bazı mevsimlerde beyaz olarak görülen Van Gölü, bazı dönemlerde kahverengine dönüşebiliyor.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, yaptığı açıklamada, Van Gölü'nün dünyanın en büyük sodalı gölü olduğunu ve kapalı göller sıralamasındaysa dünyada 4'üncü sırada yer aldığını söyledi.
Gölün ilk oluşumunda suyunun tatlı olduğunu, ancak etrafındaki arazinin volkanik yapıya sahip olması nedeniyle, zamanla suyun tuzlu ve sodalı hale geldiğini ifade eden Sarı, şöyle konuştu:
"Gölün, yüzey alanı 3 bin 712 kilometredir. Gölün en derin yeri 451, ortalama derinliği ise 171 metredir. Gölünün çevresinde 12'si büyük, 100 civarında akarsu var. Bazen gölün tuzlu ve sodalı suyuna, akarsulardan gelen tatlı sular karışıyor. Ancak bu karışım bir anda gerçekleşmiyor. Rüzgarın, sıcaklığın, yoğunluğun ve o bölgedeki akıntının etkisine göre su rengi değişiyor. Bu karışım farklı sürede gerçekleşiyor. Buna bağlı olarak gölde farklı renkler ortaya çıkıyor. Örneğin göl, Edremit ilçesinde bulunan hidroelektrik santrali çıkışında beyaz bir renkte görünür. İlkbaharda ise sel sularıyla göl kahverengi görünüm alır."
Renk değişminin yüzmeye ve diğer faaliyetlere engel olmadığını belirten Sarı, gölün renk değiştirmesinin sadece tatlı suyun göle karışmasından kaynaklandığını bildirdi.
Sarı, şöyle konuştu:
"Renk değişiminde mevsimin ve akıntının büyük etkisi var. Yazın gördüğümüzü kışın göremeyebiliriz. Edremit'teki hidroelektrik santralinin çıkışından göle akan su, kalsiyum karbonat bakımından zengin. Gölün suyu da karbonat bakımından zengin. Bunlar birleştikleri zaman ortaya tebeşir çıkıyor. Eğer rüzgar da tersten esiyorsa, dipteki akıntıyı yüzeye çıkarıyor. Böylelikle yüzeyde bembeyaz bir su tabakası görürüz."
Gölün renk değiştirmesi durumuyla karşı karşıya kalan vatandaşlar ise suyun ilaçlandığını veya kirlendiğini düşünüyor.
Edremit ilçesinde yaşayan Burhan Algüç (48), "Göl bazen birçok renge bürünüyor. Bunu ilaçlanmaya ve ya kirlenmeye yoruyorduk. Çoğu zaman endişeyle gölde yüzüyorduk. Bunun zararının olup olmadığını da bilmiyoruz" dedi.