Büyük Menderes havzasına hayat veren Büyük Menderes Nehri'nin en büyük kolu olan Çine Çayı'nda 25 Mart'ta yaşanan toplu balık ölümlerinin ardından yine bildik manzaralar ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın talimatıyla tam donanımlı denetim ekiplerinin bölgeye sevk edilmesi ve DSİ tarafından çaydaki su seviyesinin yükseltilmesinin ardından Çine Çayı'nda normale dönen doğal yaşam fırsatçı işletmeler yüzünden kısa süre sonra yeniden kötü günlerine döndü.
Konunun gündemden düşmesi nedeniyle akşam karanlığından faydalanan işletmelerden salınan zeytin karasuyunun çayı kirletmesi sonucu havasız kalan binlerce öldü.
Ölmek üzere olan balıkları ise çevre sakinleri torbalara doldurarak evlerine götürdü. Balıkçılar tarafından havasızlıktan ölmek üzereyken yakalanan 1,5 metre uzunluğunda 40 kilo ağırlığındaki yayın balığı görenleri şaşırttı.
Güvenlik güçlerinin kendilerini balık avlarken yakaladığında ceza kestiğini ancak katliama neden olan zeytinyağı fabrikalarına bir şey yapılmadığını iddia eden Sait Atak, "Zeytin suyunu bıraktıklarında her sene böyle katliam oluyor. 10 yıldır burada balık tutuyorum. Her sene bu manzaraları görüyorum. Geçen hafta bundan daha beter oldu. Bize kızıyorlar ama fabrikalara kimse bir şey yapmıyor. Güzelim balıklar burada telef olup gidiyor. Bu akşam yakaladığımız yayın balığını elle veya oltayla yakalamak mümkün değil. Balık bu büyüklüğe en az 20 yılda geliyor. Balıklar şu an canlı. Hava alamadıkları için hepsi kıyıya vuruyor. Sabaha kadar da ölüyorlar" dedi.
CEZALAR GÖSTERMELİK
Caydırıcı cezalar kesilmediği için fabrikaların fırsat buldukça kaçak olarak sularını Çine Çayı'na salmaya devam ettiğini anlatan Atak, şunları söyledi: "Her sene geliyorlar burada göz boyuyorlar. Fabrikalara 2-3 bin TL ceza kesiyorlar. Ondan sonra denetimi bırakıyorlar. Yaşım 37, 15 yıldır Çine Çayı'na balık tutmak için gelirim ama son 10 yıldır burada yaşanan katliamı başka yerde görmedim. Zeytin suyundan oksijensiz kalan balıklar zehirlenip ölüyor."
Balıkların zehirlenmeden değil kirli suda oksijensiz kalarak öldüğünü iddia eden Salih Çalık da, sözlerini şöyle sürdürdü: "Zeytinyağı fabrikasından suları saldıkları için sudaki oksijen kayboluyor. Oksijen olmayınca balıkta nefes almak için su yüzüne çıkıyor. Temiz hava bulamayan balıklar ölerek karaya vuruyor."
İş dönüşü Çine Çayı'nda balık toplayan vatandaşlarla karşılaştığını ifade eden Ahmet Mücahit Sayış ise, olayı şöyle anlattı: "Fabrikalar zeytin kara suyunu saldığı için balıklar ölmüş. Karşılaştığım manzara felaket. Toplu katliam gibi bir şey. İnsanlar çaydan ölmüş veya ölmek üzere olan balıkları topladı. Torbalara koyup evlerine götürdü. Yeniyor mu yenmiyor mu biz de bilmiyoruz. Akşamdan beri insanlar saatlerdir torba torba balık toplayıp evine götürüyor. Böyle şeyler olmasın istiyoruz. Bu canlılara yazık günah"
Çine Çayı'nda 25 Mart'ta yaşanan toplu balık ölümlerinin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın talimatıyla Aydın İl Müdürlüğü'ne bağlı tam donanımlı denetim ekipleri bölgeye gelmişti. Balık ölümlerinin önlenmesi için ilk etapta DSİ 21. Bölge Müdürlüğü'nce baraj kapakları açılarak çayın debisinde artış sağlanmıştı. 5 teknik ekip tarafından arazide kirlilik tespiti ve giderilmesi çalışmaları yapılarak, Çine Çayı havzasındaki tüm zeytinyağı fabrikaları denetim altına alınmıştı.
Mevcut zeytinyağı tesislerinin çevresel etkilerinin analizi ile yeni kurulacak tesislerin ekolojik ve sosyoekonomik olarak planlanmasına yönelik Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Güney Ege Kalkınma Ajansı tarafından ortak proje hazırlanmıştı.
Büyük Menderes Nehri'nin en büyük kolu olan Çine Çayı'nda dün akşam saatlerinde başlayan ikinci toplu balık ölümlerinin bilançosu günün ağarmasıyla ortaya çıktı. Vali Kerem Al, karanlıktan yararlanan işletmelere yönelik gece denetimlerine başlayacaklarını ve gerekli cezaların verileceğini açıkladı.
Büyük Menderes havzasına hayat veren Büyük Menderes Nehri'nin en büyük kolu olan Çine Çayı'nda 25 Mart'ta yaşanan toplu balık ölümlerinin ardından dün akşam saatlerinde karanlıktan faydalanan zeytinyağı işletmelerinin karasularını bırakması sonucu daha büyük bir çevre felaketi yaşandı. Havasızlıktan ölmek üzere olan balıklar gece boyunca çevre sakinleri tarafından tüketilmek için torbalarla evlerine taşındı. Gün ışıklarıyla birlikte Çine Çayı'nda yaşanan toplu balık ölümlerinin bilançocu ortaya çıktı.
Bütün büyük balıkların ölerek kıyıya vurduğu çayda, sadece yavru balıkların kaldığı görüldü. Temiz bir nefes bulabilmek için suyun yüzünde çırpınan yavru balıklarında kısa süre içinde ölecekleri belirtildi. 10 gün önce yaşanan toplu ölümlerin ardından Çine Barajı'ndan su salınarak temizlenen çay suyu, yeniden karasu salınması nedeniyle yeniden siyah akmaya başladı. Kısa süre önce yaşanan benzer olayın ardından fabrikaların aynı tutumlarını sürdürmesine tepki gösteren Ekrem Tekin adlı balıkçı, şöyle konuştu:
"İnsanlar kendi çıkarları için asitli suyu çaya bırakınca balıklar telef oldu. Bunun için şahit tutmaya gerek yok, her şey gözle görülüyor. Burada bu yıl ikinci kez toplu balık ölümleri oldu. İlk sefer yaptıklarında çayda canlı balık kalmamıştı. Barajdan su salınınca tekrar yeni balıklar çaya geldi. Su normale döndükten 6-7 gün sonra yine kara suyu salınca bu katliam ortaya çıktı"
Çine Çayı'nda 10 gün arayla ikinci kez yaşanan toplu balık ölümlerinin balık popülasyonuna zarar verdiğini ifade eden Ekrem Tekin, yaşanan çevre felaketinden en çok Çine Çayı'nda bulunan Ulubat cinsi balığın etkilendiğini söyledi. Suyun üstünde ufak yavruların kaldığını anlatan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onlarda artık can çekişiyor. Onlarda ölecek. Allah'tan korkun. Bu hayvanları siz yaratmadınız ki çıkarınız için bu balıkları öldürüyorsunuz. Bu balıklar yumurtalarını bırakmak için Çine Çayı'na geliyor. Zehirli suyla balıkları yumurtalarıyla birlikte komple yok ettiler. Bu balıkların nesli tükenecek. Artık burasıyla özdeşleşen Ulubat balığını Çine Çayı'nda zor görürüz"
Zeytin kara suyu salımı nedeniyle Çine Çayı'nun ikinci kez simsiyah akmaya başladığına işaret eden Demir Ali Özbakır da, şunları söyledi: "Çine Çayı'nda canlı balık kalmadı. Sadece yavru balıklar var. Onlarda bir süre sonra ölür. Fabrikalar zeytin suyunu bıraktığı için hepsi öldü. Burada bir katliam yaşandı. Bütün balıklar telef oldu. Yazık günah"
BU HALTI GECE İŞLİYORLAR
Balık ölümlerinin ciddi bir mesele olduğunu dile getiren Aydın Valisi Kerem Al ise, şöyle konuştu: "Gündüz sürekli denetim yapan ekiplerimiz var. Geçen hafta yaşanan olaydan sonra çeşitli tedbirlerimiz oldu. Fakat bu işi gündüz yapmıyorlar. Bu haltı gece işliyorlar. Bu aşamadan sonra gecede denetimlerimiz olacak." Çevreye ve canlı yaşamına zarar verenlere hiçbir zaman göz yumamayacaklarını anlatan Al, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fakat burada bir ikilem içerisindeyiz.
Zeytinyağı ve zeytin Aydın'ın can damarı. Fakat her şeye rağmen canlıların yaşamını kast edecek şeylerin karşısındayız. Konuyu araştıracağız. Şu an Çevre ve Şehircilik Müdürü ve denetim ekibimizle bir araya gelip yapılabileceklerimizi konuşacağız. Çine Çayına karasu bırakarak balıkların ölümüne neden olanları araştırıp tespit edeceğiz, gerekli cezai müeyyide uygulanacak"