Geçen cuma tekstil ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren çok sevdiğim bir dostumu iş yerinde ziyaret ettim. Yaşanılan son olayları bir de onun gözünden yorumlatmak için. Ofisinin kapısından girer girmez bir tatsızlık olduğunu anladım. Çünkü genelde güler yüzlü bir insandır. Daha ben neler oluyor demeden o lafa girdi ve 'Mahvolduk! Son 5 günde borcum 10 trilyon arttı!' dedi. Meğer yeni yatırımları için ekonomi danışmanlarının tavsiyesine uyup dolar üzerinden kredi kullanmış. Kur bir anda yükselince tabii bizimkinin borcu da katlanmış. Bu işlerden pek anlamam ama faaliyet alanının sadece Türkiye içi olduğunu bildiğimden; "Niye döviz kullandın?" dedim. "Çünkü ekonomistler Türkiye'nin istikrarlı bir gidişatının olduğunu ve bu istikrarın da ancak ve ancak deprem gibi bir doğal afet olması durumunda bozulabileceğini söylediler" cevabını verdi. Tabii o arada telefonları zır zır çalıyor. Arayanlar çeşitli sektörlerden arkadaşları. Hepsinin ayrı bir derdi var. Kimi şirket hisselerinin borsada çakılmasından, kimi yabancı yatırımcılarla ortaklığının askıya alındığından, kimi ise son 5 günde dönen çeklerinin kendisini bitirdiğinden yakınıp duruyordu. Sanırım 3 saat falan oturdum o ofiste ama inanın içim şişti. CHP'lidir bahsini ettiğim bu arkadaşım. İster inansınlar, ister inanmasınlar ama öyle bi nefret gelmiş ki; Fethullah Gülen'e ve cemaatine ağzına geleni sayıyor. "Tayyip Erdoğan'la hesabınızı başka türlü göreydiniz kardeşim. Memleketten ne istediniz! Kim kaybetti şimdi? Erdoğan mı, Türkiye mi?" diyor başka bir şey demiyor. O kadar haklı ki isyanında inanın onun sözünün üzerine söyleyecek söz bulamıyorum!