Dünkü yazım üzerine yine telefonlarım susmadı. Önce Deniz Baykal'a yakın bir isim aradı. Ve yazımdaki şu ifadenin çok gerçekçi olduğunu belirtip tebrik etti: "Helal olsun lobiye! Rahmi Koç'undan Aydın Doğan'ına, Hüsamettin Özkan'ından Cem-Ümit Boyner'ine, Gülen Cemaati'nden Ermeni-Musevi Cemaati'ne kadar Sarıgül'ün arkasında olan lobi partideki direnişe rağmen Sarıgül'ün CHP'ye geçişini sağladı!"
Sonra aynı kaynağım uzun uzun anlattı son kulisleri. Diyor ki: "CHP'yi dizayn etmek isteyenler gerçekten de yavaş yavaş hedefine ulaşıyor. Sayın Kılıçdaroğlu partinin emektarlarının itirazına ve onun çok yakında oturduğu o koltuğu elinden alacağını bilmesine rağmen Sarıgül'e boyun eğdi. Bu boyun eğişin tek sebebi var tabii. O da lobinin gücüdür. Ben olsam senin yerinde asıl şu soruyu sorarım: Eyyy Sarıgül! Madem seni CHP'ye lobiler falan değil, millet getirdi. O zaman neden önseçimden korkuyorsun?"
Haberim yoktu gerçekten. Meğer Sarıgül'ün karşısında olan muhalifler bütün üyelerin katılacağı bir önseçim yapılmasını talep etmiş Kılıçdaroğlu'ndan. İstanbul'un eski il başkanları Ali Özcan, Şinasi Öktem ve Doğan Öztürk Ankara'ya, genel merkeze gidip Kılıçdaroğlu'na iletmişler bu durumu. O da galiba; "Bakarız" demiş. Valla bazı il ve ilçelerde önseçim yapacağını aylar evvel açıklayan Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'la ilgili bu talebi neden "bakarız" diye geçiştirdiğini anlamadım.
Çünkü gerçekten de doğru. Madem millet getirmiş Sarıgül'ü CHP'ye. O halde neden korkuyorlar bütün üyelerin arasında yapılacak bir önseçimden. Onlar millet değil mi? Onlar ağaç kovuğundan mı çıktı?
Dün konuştuğum haber kaynağım 200 binden fazla üyesi olduğunu söylüyor CHP'nin İstanbul'da. 200 bin büyük rakam. 200 bin üyeden onay alamayan bir aday zaten İstanbul'da seçimi kazanamaz! Onay alırsa da bu büyük bir başarının işaretidir. Gerçekten dediği gibi ise Sarıgül'ün durumu; yani milletin tercih ettiği bir siyasi figürse, o zaman korkmaması lazım önseçimden. Gözü kapalı evet demesi lazım hatta.
Yanılıyor muyum?