Böyle bir rezalet görülmemiştir değerli okurlarım! Pazar akşamüzeri başladı saldırı. Dün akşama kadar ürdü. Düşünün, uyuyorum... Gece yarısı telefon çalıyor. Fırlıyoruz yataktan eşimle birlikte. Kalın sesli adamın biri "Sevilay Yükselir'le mi görüşüyorum?" diyor. "Evet" diyorum cevaben. "Siz Ülkücülere eşek demişsiniz! Eşşek, hatta katır olan sizsiniz!" diyor.
Cevap vermeden kapatıyorum. Versem biliyorum ki devamı gelecek. Başka şeyler söyleyecek karşımdaki müptezel. Sonra bi daha çalıyor telefon. Bi daha. Bi daha. Sabaha kadar! Düşünün. Yüzlerce sms. Hakaretin bini bin para. "N'oluyor" diyor eşim? Yüzüme bakıyor adam tuhaf tuhaf. "Bilmiyorum" diyorum.
Neler olduğunu ancak çok sonra insaflı bir ülkücüden gelen başka bir sms'le öğrendim. "Ben de Ülkücüyüm. Yapılan gerçekten büyük terbiyesizlik! Bir kadının cep telefonunu verip, oradan tepki verilmesini istemek Ülkücülükle bağdaşmaz" şeklinde mesajı görünce... Meğer bir internet sitesi cep telefonumu yayınlamış ve "Arayın tepkinizi bizzat telefonundan gösterin!" demiş. Aradım söz konusu sitenin künyesinde yazılan telefonu. "Bana tepki göstermeniz demokratik hakkınızdır eyvallah da! Ama tepkiyi özel telefonum üzerinden yapmanız ayıp değil mi kardeşim?" dedim. Ne dedi biliyor musunuz cevaben? "Sen bize eşek diyorsun ayıp olmuyor da, biz cep telefonunu yayınlayınca mı ayıp oluyor?"
"Pes" dedim o vakitten sonra ve şuna inandım ki, bu camianın nerede, ne yapacağı hakikaten belli değil! Baksanıza adamlara vur diyorsun vuruyorlar! Öl diyorsun ölüyorlar ve "Al şu telefonu hakaret et diyorsun ediyorlar!"
Korktum ben kardeşim. Vallahi korktum! Bence Devlet Bahçeli'nin, Star Gazetesi Yazarı Ahmet Kekeç'in dün köşesinde dediği gibi camiasına çok geç kalmadan kritik bir dokunuş yapması lazım! Çünkü camiasında bazıları gerçekten çıldırmışçasına saçmalamaya başladı!