Önceki gün meslektaşım Ferhat Ünlü'nün TV Net'teki İstihbarat programındaydım. Oslo müzakereleri, 7 Şubat krizi ve sonraki gelişmeleri masaya yatırdığımız programda, Kürt sorununun ve terörün çözümüyle ilgili konuştuk.
Barış adımları, ılımlı mesajlar, ülkeyi yönetenlerin kararlılığı beni o kadar heyecanlandırıyordu ki, Ferhat'ın, "Ne düşünüyorsun? Bu kez barış gelir mi? Umudun var mı" sorusuna karşı bir çırpıda döküverdim duygu ve düşüncelerimi. Sonunda barışın geleceğine inancımın tavan yaptığını görünce bu kez "Peki geçmişteki gibi PKK'nın Silvan'dakine benzer bir katliama imza atma riski de var mı?" diye sordu.
Olağan bir soruydu ama yanıtlaması da o kadar zor. Bırakın üzerine yorum yapmayı, bu ihtimali düşünmek bile yüreğimi sancılandırıyordu. Onun için 10 saniye kaldım öylece ve lafa giremedim. Ama birden aklıma İrlanda Kurtuluş Ordusu IRA ile İngiltere Hükümeti'nin barış için masaya oturduğu süreç geldi. Kararlılıkla devam edip, çözüme ulaşan ve adını tarihe altın harflerle yazdıran dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair'in anlattıkları.
Barışın ne kadar çetrefilli yollardan geçilerek oluştuğunu ondan dinlemek lazım. 1969'da başlayan ve binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan sorunu çözmek taraflar için kolay olmamış. IRA'nın tarihi de kanlı eylemlerle dolu. Ve biliyor musunuz kaç ateşkes IRA'nın agresif, şiddet yanlısı üyelerince sona erdirildi? En berbatı da IRA ve İngiltere masaya oturup 1998'deki "Kutsal Cuma" adı verilen anlaşmayı imzaladıktan sonra gerçekleşti. Kandan ve silahtan beslenen sözüm ona IRA'cılar kanlı bir eyleme imza attı. Onlarca insan hayatını kaybetti ama barışa adım atanlar geri durmadı. Ve köstekçilerin tüm direnişine, vampirce yaklaşımına rağmen iki tarafın aklıselim insanlarının barışa inancı sayesinde sonunda çözüm geldi.
Ferhat'ın programında dile getirdim. Bir de buradan söyleyeyim. Emin olun barışa her daim düşman olan hainler illa ki bir şeyler düşünüyordur çözüme doğru yol alan Türkiye'nin önünü kesmek için. Şu ana kadar bazı olaylarla bunu yapmaya çalıştılar da zaten.
Paris'in göbeğinde 3 PKK'lı kadını öldürenlerin de, Ankara'da ABD Büyükelçiliği'ne bomba koyanların da, Hatay Cilvegözü Kapısı'nda bomba yüklü kamyonu patlatanların da amacı tekti: Barış yoluna taş koymak. Umarım süreçte keyfimizi kaçırtacak başka daha tatsız bir olay yaşanmaz ama süreç devam ederken her zaman bu riskin olduğunu da unutmayalım.
Ancak 30 küsur yıldır süren ve hem canımızdan, hem de malımızdan çalıp götüren kardeş kavgasının çözümü için de risklerin kaçınılmaz olduğunu bilelim ve ona göre tavır alalım.