Yasa dışı dinlemelere dair verilen tepkileri, yapılan yorumları okuyorsunuz, izliyorsunuz. Bu meselede gelinen noktanın feciliğinin doğru anlaşılabilmesi adına Başbakan'ın yaptığı açıklamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. İyi ki anlattı kendi başına gelenleri. Anlattı da biz de bir kez daha gündemimize aldık konuyu ve enine boyuna tartışmaya başladık. Benim de bu konuda söyleyeceğim bi kaç şey vardı elbette ama o yorumlarımı başka bir yazıda kaleme alacağım. Çünkü bugün sizinle paylaşmak istediğim daha önemli bilgiler, kulisler var. Şaşıracaksınız okuyacaklarınız karşısında. Hayretlere düşeceksiniz. Ancak okumaya başlamadan evvel sizden bir şey rica ediyorum. Lütfen Başbakan'ın dinlendiğine dair yaptığı açıklamanın ardından bu güne kadar okuduğunuz bütün bilgileri kaldırıp çöpe atın! Çünkü birçoğu ya doğru değil ya da eksik! Doğrular aşağıda okuyacaklarınızda! Efendim... Bir kere dinleme skandalının ortaya çıkması şubat ayında değil, aralık ayında meydana geldi! Yani Başbakanın çalışma ofislerine yerleştirilen böceğin tespit zamanı bazılarının ısrarla yazdığı gibi MİT ve yargı arasındaki krizin patlak verdiği zaman diliminde değil, alakası olmayan tarihte. Krizden tam iki ay önce! Peki nasıl tespit yapıldı ve tespiti yapan neden Milli İstihbarat Teşkilatı?
Şöyle; aralık ayında Başbakanlık'tan MİT'e yazılı bir başvuru yapılır. Başvuruda, teşkilattan Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlık'taki ofisinde bir güvenlik incelemesi yapılması istenir. MİT yetkilileri de Başbakanlıktan gelen bu talep üzerine derhal harekete geçer ve başvurunun hemen ertesi Başbakanlık ofisinde inceleme başlatır. İşte o inceleme sırasında Başbakan Erdoğan'a iki çok yakın isim de gözlemde bulunur (Kim olduklarını da biliyorum o iki ismin ama şimdilik isimlerini yazmayacağım!) Ve kısa bir süre sonra Başbakan'ı dinlemek için oturduğu koltuğun sağ arka tarafındaki prize yerleştirilen ve nano teknoloji sistemi ile üretilmiş dinleme cihazı tespit edilir (Bazılarının yazdığı gibi bir ofiste 3 adet böcek filan yok sayın okurlar. Böcek bir adet ve dediğim gibi Başbakan'ın oturduğu koltuğun hemen arkasındaki prizde!)
Bunun üzerine bir telaş alır tabii hem MİT yetkililerini hem de Başbakanlık'taki ekibi. Olay dallandırıp budaklandırılmadan hemen Başbakan Erdoğan'a iletilir. Başbakan araştırmanın derinleştirilmesini ister. Bunun üzerine olay büyür. Böcekten gelen sinyallerin nereye aktarıldığını yani röle merkezi tespit çalışması başlar. Başbakanlık binasının etrafı çaktırmadan ablukaya alınır. Normalde bu tür röle merkezleri bir minibüse filan gizlenir biliyorsunuz. Öyle bir minibüs bulunamaz ama Başbakanlık binasının çok yanındaki bir başka kamu binasının çatısına yerleştirilen ve nano teknoloji sistemine uygun çalışan Röle yani alıcı-aktarıcı bulunur! (Binanın hangi bina olduğunu da biliyorum ama onu da yazamam! Şimdilik en azından!) MİT teknik ekip röleyi incelemeye alır ve rölenin gücünün olağanüstü bir güce sahip olduğunu görür. Başbakanlık ofisindeki böcekten gelen sinyalleri anında milyonlarca kilometre uzaklıktaki herhangi bir yere aktaracak kapasiteye sahip röle merkezine dokunulmuyor. Dinleyenler yakalandıklarını anlamasınlar diye her şey olağan halinde devam ediyor ama tabii bu arada Başbakan Erdoğan'ın tüm ofisleri incelemeye alınıyor. Dolmabahçe, Kısıklı ve Ankara'daki evinde yapılan çalışmalarda bir böcek daha ele geçiriliyor. O da Ankara'daki evinin altındaki ofisinde...
Daha çok ayrıntı var yazacak bu konuyla alakalı ancak yer durumum malumunuz. Belki bir dahaki yazıya kalanları aktarırım ama bitirmeden evvel şu son kritik bilgiyi de dikkatinize sunmak itiyorum.
Herkes soruyor ya birbirine; 'Peki koca Başbakanı kim dinlemiş? Ya da kimler?' diye...
Onun cevabını da MİT bulmuş. Başbakan Erdoğan'la da paylaşmış. Ben de öğrenmek için çok ısrar ettim ama öğrenemedim. Sadece şöyle bir yorum yaptı tüm bu bilgileri tarafıma aktaran kişi; "Başbakan'ı kimin, kimlerin, nasıl, niçin dinlediğini biliyoruz da...O dinlemeler gerçekleşsin diye o böceği getirip Başbakan'ın ofisine yerleştiren hainin kim olduğunu bilmiyoruz!"