Günlerdir duvardan duvara çarpıyor insanlar Hilmi Özkök'ü. Öyle dedi, yok böyle dedi diye. Konuşursun bir dert, konuşmazsın ayrı dert! Adamcağız nezaketinden arayan gazetecilere cevap veriyor ve başı beladan kurtulmuyor.
Bir kere samimiyetle söyleyeyim paşa öyle çok konuşmak derdinde olan biri değil. Arayanları refüze etmemek için soruları yanıtlıyor. Ve maalesef her verdiği yanıt nedeniyle de hedefe oturuyor. Cumartesi aradığımda, hakikaten üzgündü; hoşnut değildi yaşananlardan. Özellikle genç subaylar adına çok kaygılıydı. Hukuka müdahale ettiği düşünülmesin diye seçerek kullandı cümlelerini. Ama buna rağmen tek eleştirilen o oldu. Neden demiş ki; "Adil yargılama olmadı diyemem." Niye demiş ki, "Yargıyı yargılayamam!" Niye demiş ki; "Cezalar verilirken rütbeler göz önünde olmalıydı!"
Pazar günü aradı beni Hilmi Paşa. Gün boyu durmamış telefonları. Çünkü benden başka 3 gazeteciye daha konuşmuştu. Gülerek dedi ki: "Sizleri kırmamak adına konuşuyorum. Bu defa da yük omuzlarıma biniyor. Bak yine hedefteyim!" Söyleşi sırasında benim "Bazıları 'Balyoz'da adil yargılama olmadı' diyor. Siz katılıyor musunuz?" soruma "Adil yargılama olmadı diyemem. Hukukçu değilim çünkü" demişti. Gazete haberi kullanırken manşette ilk cümleyi görmüş. Paşa "Keşke ikinci cümleyi de kullansaydınız. Çünkü bazı insanlar haberi okumuyor. İlk cümleye bakıp yargılıyor kafasında" dedi. Söz verdim bu ayrıntıyı belirteceğime.
Paşa, hukukçu olmadığı için "adil yargılama olmadı diyemem" dedi. Ona inandığından ya da inanmadığından değil yani. Bilgilerinize efendim.