Eğlence dünyasının renkli ismi İzzet Çapa son röportajını CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'le yapmış.
Söyleşinin girişinde Tekin kendisiyle ilgili şu kısa tanımlamayı yapıyor; "Ne inim, ne cinim, Gürsel Tekin'im. Anadolu'nun bağrından çıkmış, mütevazı biriyim. Elimden geldiğince herkesle iyi ilişkiler içinde olmak isterim. Ama maalesef siyaset arenası o kadar vahşi bir yer ki hiç açık vermemeniz lazım. Siyasette yükselmek -hele ki bizim partimizde- çok zordur. Başka partilerde de zordur ama CHP'de daha zor!"
Sonra İzzet sormuş, "elhamdülillah solcuyum" diyen Gürsel Tekin döktürmüş de döktürmüş!
Çocukluğunda yaşadığı yoksulluktan filan bahsetmiş. "Bir oyuncağım bile olmadı" demiş.
İlk dayağını jandarmadan yediğini, ilk kitabını Cemil Kırbay'dan armağan aldığını anlatmış...
Fakat söyleşinin bir yerinde İzzet, "Gelelim bir şehir efsanesine. Diyorlar ki, okeyde bileğinizi bükecek kimse yokmuş!" şeklinde bir soru yöneltince, o ana kadar tipik bir Küçük Emrah modeli çizen Gürsel Tekin birdenbire Polat Alemdar rolüne bürünmüş!
"Aaaa... Bak okeyime laf söyletmem arkadaş! Üstüme yoktur!" cevabını vermiş...
Uyanık İzzet... Madeni bulunca dalmış tabii mevzuya...
Deşmiş de deşmiş CHP'nin ikinci adamını...
"Parasına da oynar mısınız?" diye sormuş.
O da aynen şöyle cevaplamış;
"Oynarım tabii. Kimin canı para kaybetmek isterse onunla oynarım. Mesela İbrahim Tatlıses'ten çok para kazanmışımdır. Bir gün 'Bir daha seninle oynamayacağım' diye tövbe etti, sonra dayanamadı geldi, yine cebindeki paraları verip gitti. Büyük Kulüp'te ne kadar işadamı varsa hepsinin parasını almışımdır!"
İnanamadım ya!
Okudum okudum resmen afalladım!
"Nasıl söyler?" dedim. "Türkiye'nin anamuhalefet partisi genel başkan yardımcısı olan bir adam nasıl eder bu sözleri?" dedim kendi kendime... "Kumar berbat bir şeydir! Asla parayla kumar oynamam! Ben sadece sosyal amaçlı oyunlardan keyif alan bir adamım!" deyip İzzet'in o sorusunu geçiştireceğine, "Bu yolla çok para kazandım!" diyor.
Ne diyeyim şimdi Allah aşkınıza...
Ne söyleyeyim ben Gürsel Tekin'e...
Şunu demiş olsam yanlış mı yapmış olurum acaba?
"Yahu kardeşim... Madem İzzet Çapa gibi bir kaşarın karşısına oturuyorsun konuşmak için, o zaman ağzından çıkana niye dikkat etmiyorsun? Niye bu söylediklerinin sonradan senin aleyhine kullanılacağını hesap etmiyorsun? Şimdi bu söylediklerinin yanlış, abuk ve saçma sapan olduğunu yazdığımız için biz mi kötüyüz? Yoksa hâlâ oturduğu koltuğun ne anlama geldiğini, kendisine nasıl bir sorumluluk yüklediğini bilmeyen sen mi kötüsün?"