CHP İl Genel Meclisi Üyesi Yahya Göktaş'ın Milliyet ve Vatan gazetelerinin birinci sayfasından alenen 'sahtekardır' şeklinde yaftalanmasının Karacan ve Demirören arasında ciddi bir krizin yaşandığını yazmıştım önceki günkü yazımda.
Çünkü Londra'da olan Ali Karacan'ın hem çok yakın dostu, hem de Number One TV'den ortağı olan Yahya Göktaş hakkında yapılan bu son derece kritik açıklamadan habersiz olması ortağı Demirören'le arasında bir büyük krizin olduğunun işaretiydi. Öğrendiğim kadarıyla Ali Karacan, kendisinin imzası yani onayı alınmadan yapılan bu açıklamanın, neden ve nasıl yapıldığını öğrenmek için yardımcılarını daha gelmeden talimatlandırmış. Sanırım bugün İstanbul'a geldikten sonra da dananın kuyruğu kopacak!
Kanımca bu ortaklık bundan sonra zor yürür.
Demirören tarafına yakın kaynaklarımdan gelen bilgiler de bu tahminimi doğrular nitelikte.
Ancak, hukuk danışmanlarından söz konusu ortaklığın bir an evvel sonlandırılması yönünde çalışma yapmasını isteyen Erdoğan Demirören'in bunu öyle çok kolay başarabileceğine de inanmıyorum.
Çünkü öğrendiğim kadarıyla her iki tarafın ortaklık paydası yarı yarıya!
Yani DK Gazetecilik'te hisselerin yüzde 50'si Karacanlar'a, diğer yüzde 50'si ise Demirörenler'e ait!
Hal böyle olunca da kimin devre dışı kalacağı, kimin Milliyet ve Vatan gazetelerinde patronluğa devam edeceğini tahmin etmek oldukça zor oluyor.
Peki bundan sonra ne olur? Evet Karacan ve Demirören'in ortaklığa devam etmesi zor ama bu ortaklığı 'küt' diye bitirmeleri de!
Ha bu arada bilginiz olsun. Ortada Doğan Grubu'na henüz ödenmiş ciddi bir para filan yok.
Evet DK Gazetecilik Milliyet ve Vatan'ı Doğan Grubun'dan alırken 74 milyon dolara imza attı ama parayı peşin ödemedi!
Sadece küçük bir peşinat verip, -ki bunun 10 milyon dolardan fazla olmadığı duyumunu aldım kaynaklarımdangeri kalanını ise 4 yılda taksitlendirerek ödemeyi taahhüt etti.
Anlayacağınız durum bayağı bir karışık her iki ortak açısından da!
Ha, ortaklardan biri diğerine, "Tamam. Ben 74 milyon doları ödüyorum peşin peşin! Şimdi sen çekil aradan!" der ve işi en kestirme yoldan bitirir mi bilemiyorum.
Ancak her iki ortağın da böyle bir parayı bu günün şartlarında bulup buluşturması imkansız ötesi bir ihtimal gibi geliyor bana.
Diyorum ki bu durumda acaba devreye Aydın Doğan girer mi?
"Tamam kardeşim. Verin malımı geri. Çekilin gidin şimdi!" der mi?
"Olmaz olmaz" demeyin sakın!
Vatan'ı değil ama sever Milliyet'i Aydın Bey!
"İçim yandı" diyordu yakınlarına satış ilk yapıldığı zamanlarda.
Bence Milliyet markasının iki ortağın kavgası arasında eriyip, yok olmasına daha fazla göz yummaz!
Yanılıyor muyum?