"Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir hatip değil o" diyorsanız kabulümdür.
"Belagat kültürü Deniz Baykal'ınki ile kıyaslanamayacak kadar zayıf!" diyorsanız yine başım üzerinde yeri vardır.
Ama, "Konuşması çok kötüydü! Gandi Kemal beklentilerimi boşa çıkarttı. Bu kadar içeriği zayıf bir konuşma beklemiyordum!" diyorsanız, işte orada, "Hooppp bir saniye arkadaşlar" demek zorunda kalırım sizlere sevgili okurlar.
Bir kere baştan söylemeliyim ki, topu topu 1 hafta evvel Türkiye'nin en köklü partisinin genel başkanlığına aday olmaya karar vermiş kürsü acemisi bir siyasi var karşımızda.
Ayrıca, bu adam için hepimiz geçen yıl televizyonlardaki düellolarda gösterdiği sabır ve sükûnet karşısında, hep bir ağızdan, "Yahu bu Kılıçdaroğlu sinirlerini filan mı aldırmış acaba?" demez miydik birbirimize?
Şaşırmadık mı hep usta polemikçi Melih Gökçek'in karşısında sergilediği o daimi dingin ve yumuşak haline?
Ee öyleyse?
Neden ondan, kütür kütür konuşan, yumruk sallayan, konuştukça coşan, coştukça gaza gelen bir rol sergilemesini bekledik ki dünkü kurultayda?
Şahsen ben zaten böyle bir beklenti içinde değildim. Onun için hiç şaşırmadım. Tek şaşırdığım şey, dünkü konuşmasındaki heyecanı ve konuşması esnasında ara ara sesini yükseltiş biçimiydi.
Konuşmasının içeriğine gelince...
Kimine göre dolu doluydu... Mesela partinin eski genel başkanı Altan Öymen şöyle yorumladı Kılıçdaroğlu'nun 33. Kurultay seslenişini; "Mükemmeldi. Beni çok etkiledi. Çiftçiden işçiye, sanayiciden balıkçıya, herkese selam çaktı Kemal. Cumhuriyetçilik, laiklik üzerinde fazla durmamış olması, özellikle işsizlik, yoksulluk ve eşitsizlik konularında yoğunlaşması çok yerindeydi. Dili çok yalındı. Her kesimin anlayabileceği bir üslup kullandı!"
Ancak buna mukabil, Kılıçdaroğlu kurultay salonunda konuşmasını yaparken, salonun tam karşısındaki Radisson SAS Otel'in lobisinde karşılaştığımız İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ilginç ve beni çok şaşırtan bir yorumda bulundu. "Kötüydü! Çok kötüydü hem de! Çünkü bu konuşma metnini ben kaleme almadım. Benim hazırladığım konuşma metni dün gece yarısı operasyonu ile değiştirilmiş birileri tarafından. Benim hazırladığım metinde iktidarı hedef alan konuşmalar ve Başbakan'ı hedef alan polemikler yoktu! Muhalefetin m'si yoktu! CHP'nin değişen vizyonunu, bundan sonra yapacaklarımızı anlatan konular vardı sadece. Üzgünüm ama ben de sizlerle birlikte ilk kez dinliyorum bu konuşmayı. Şaşkınlık içindeyim. Ne yazık ki kötü bir metin" deyip, sonuna da,
"Ne yazık ki medya Kılıçdaroğlu'nu yanlış yönlendirdi!" dipnotunu ekleyince bu sohbete tanık olan Milliyet Yazarı Serpil Yılmaz, Taraf'tan Star Gazetesi'ne henüz transfer olan Elif Çakır'la hep beraber atladık üzerine... "Ne demek medya yanlış yönlendirdi Gürsel Bey? Nasıl yani, bu konuşmanın metnini medyadan birileri mi hazırladı yoksa?" deyip, son cümlesinin kodlarını çözmeye çalıştık ama maalesef pek bir bozuk ve mutsuz hal içinde olduğunu hissettiğimiz Tekin, tüm ısrarımıza rağmen sorularımız cevapsız bırakıp ortamdan kaçmayı yeğledi.
O gittikten sonra biz üç kadın gazeteci aramızda başladık Gürsel Tekin'in hepimizi şoke eden bu yorumunu yorumlamaya...
Elif'in, "Dakika bir, gol bir arkadaşlar! Kusura bakmayın ama daha tam birleşmeden, bölündü sizin bu CHP'liler!" şeklindeki esprili tespiti üzerine Serpil, "Ben anlamadım. Böyle bir günde, böyle bir ortamda... Üç gazeteciye nasıl böyle bir yorum yapar bir il başkanı? Kılıçdaroğlu salonda tarihi konuşmasını yaparken Tekin neden bir otel odasında acaba? Hem sonra ne demek 'Muhalefet yapmamalıydı konuşmasında'. Sadece parti içi meseleleri anlatmalıydı! Muhalefet yapmayacaksa bu adam neden genel başkanlığa aday? Anlaşılmaz. Cidden anlaşılmaz" diyerek sorgulamaya başladı.
Baktım ki bizim kızların kafası pek bir karıştı. Ben de sırf bu kafa karışıklığını gidermek adına son noktayı koydum.
"Bence Gürsel Tekin'in tek derdi bu konuşma değil arkadaşlar! Belli ki başka dertleri de var. Belki yarın oylanacak parti meclisi listesi nedeniyle aralarında anlaşmazlık çıkmıştır. Belki de Kılıçdaroğlu İstanbul seçimlerinde yanından ayırmadığı Tekin'in Ankara'ya tayin isteğine karşı çıkmış ve 'Sen İstanbul'da kalmaya devam et Gürselcim!' demiştir. Belki de başka bir şeydir! Ama emin olunuz ki onun bu kadar bozuk olmasının altında yatan asıl sebep Kılıçdaroğlu'nun bugünkü konuşması değildir!"