Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Öcalan'ın ekonomide düşüncesi ne?

Irak Kürt bölgesi petrolü, yeni boru hattının bağlanmasıyla yaklaşık kırk beş gün sonra Türkiye üzerinden dünya pazarına sunulacak. 2018'de Kürt bölgesinden ihraç edilen petrolün parasal değeri yıllık 108 milyar dolar olacak. Yine Irak Kürt bölgesinde Kerkük dahil 55 milyar varil petrol ve 71-100 trilyon kübik feet doğalgaz rezervi bulunuyor. Bu rezervin ekonomik değeri 5 trilyon doları geçiyor. Dolayısıyla halen Kuzey Irak Kürt bölgesinin kişi başına 5 bin 300 dolar olan geliri 2018'de 55 bin dolara ulaşacak. İşte bu nedenle Başbakan Erdoğan ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani'nin hafta sonunda başlattığı Türk-Kürt yeni ekonomi düzeni hem bölge hem de dünya ekonomisine büyük katkı sağlayacak. Bölgede refah hızla artacak.
Bu kısa açıklamanın ardından konumuza gelirsek... Bildiğiniz gibi barışın inşasında devlet Öcalan ile görüşüyor. Ve son bir yılda artık kan dökülmüyor. Bölgede refahın artırılması için yoğun teşvik veriliyor. 30 yıldır çatışmalı ortamın gölgesinde kalan özellikle olağanüstü hal uygulanan 11 il ekonomide geri kaldı. Şimdi Güneydoğu Anadolu'da 6'ncı bölge teşvikleriyle yeniden ilgi görmeye başladı bu iller. Ve Diyarbakır organize sanayi bölgesinde 126 fabrika çalışıyor, 29 fabrika inşaat halinde. Barış süreciyle birlikte bölgede silahların susması ekonomiye ilgiyi artırdı. "Peki bu ekonomik gelişmeyle ilgili olarak Öcalan'ın düşüncesi ne?" Şimdi bu sorunun cevabını arayalım. Öcalan, 20 Mayıs 2003'te İmralı'dan yazdığı Özgür İnsan Savunması'nda "şiddet ve yasadışılıktan vazgeçen vatandaşlara barış ve demokratik katılım yasallığı çerçevesinde şans tanımak, krizden kurtuluşun ve IMF politikalarını aşmanın en vazgeçilmez bir politik görevidir. Bu hususlarda ters yaklaşımlarda diretmek, krizin kaosa dönüşmesi, sosyal çalkantılar, daha da artan işsizlik, yoksulluk, iç politikada artan gerginlikler, uzlaşı ortamının tümüyle bozulması ve sonuç olarak hukuku esas alan sosyal, demokratik, laik cumhuriyetin yerine anarşi ve şiddetle yüklenmiş oligarşik cumhuriyete derinleşmiş geri dönüş olacaktır" diyor.
İşte bu barış çağrısı Öcalan'ın krizden kurtuluş ve IMF reçetelerini aşma formülü olarak değerlendirilebilir.
Nitekim Başbakan Erdoğan son on bir yılda barıştan yana bütçe harcama tasarımıyla eğitim ve sağlık harcamalarını çoğaltıp askeri harcamaları azaltarak krizi ve IMF vesayetini geride bıraktı. Mayıs 2008'de sona eren stand-by anlaşmasını yeniletmek isteyen İstanbul sermayesinin "IMF'den 35 milyar dolar al, bize ver" ısrarına rağmen borç almadı. Ve 2013 mayısında IMF'ye kalan borcu ödeyerek kriz defterini kapattı. Şimdi Türk-Kürt yeni ekonomik düzeniyle artık kalkınmanın finansmanı sağlanacak. İstanbul sermayesinin istediği IMF vesayeti ve oligarşik cumhuriyete dönüş mümkün değil artık.
Kısaca yeni ekonomik düzenin Öcalan tarafından da desteklendiğini hatta önerildiğini söyleyebiliriz. O halde Türkiye artık 2023 hedeflerine bir adım daha yaklaştı diyebiliriz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA