Başbakan Erdoğan barış sürecini başlatarak dokuz aydır bu ülkede akan kanı durdurdu. Azınlık vakıflarının gasp edilen mallarını iade etmeye başladı. Ardından ilköğretimde etnik Türk olmayan öğrencilere de her sabah tekrarlatılan ant uygulamasını kaldırdı. Bu başarılı uygulamaların ardından özellikle CHP ve MHP, Başbakan Erdoğan'ın milliyetçiliğini sorgulamaya başladılar. Hatta milliyetçi olmadığını ileri sürdüler. Aslında Erdoğan yurtsever bir kişi. Bildiğiniz gibi milliyetçilik etnik ayrımcılığı içeren bir kavram oluyor. Niçin bu tespiti yapıyoruz? Çünkü Erdoğan etnik ayrım yapmadan tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hizmet veriyor. Gasp edilen haklarını iade ediyor. Ve etnik ayrımcılığa karşı olduğunu sık sık tekrarlıyor. Ayrım yapmadan vatandaşın günlük yaşamını Marmaray, otoyol, köprü türünden altyapı hizmetlerini hayata geçirip kolaylaştırıyor. Ve bütçe harcamalarında eğitim ve sağlığa ağırlık verip, verimsiz olan savunma harcamalarını azaltarak vatandaşın refahını artırıyor. Böylece Türkiye'de çocuklara ve gençlere fırsat eşitliğini sağlamaya çalışıyor. Niye fırsat eşitliği sağlamaya çalışıyor? Çünkü çocuk ailesini seçemez. Dolayısıyla fakir bir ailede doğan çocuğa devlet sahip çıkmalıdır. İşte Erdoğan, bu çocuklara sahip çıkıp, fırsat eşitliğini sağlayacak kamu harcamalarına ağırlık veriyor.
Bütün bunları niye anlattığımıza gelince... Şundan anlattık, dün Erdoğan parti grubuna yaptığı konuşmada, Merkez Bankası döviz rezervlerinin on bir yılda 26 milyar dolardan 134 milyar dolara yükseldiğini belirtti. Ve on bir yılda Türkiye'ye 121 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye yatırımı yapıldığını söyledi. Tabii bu arada son on bir yılda kamu borç yükünün yüzde 94'ten yüzde 35'e gerilediğini, IMF'ye olan borcu tamamen ödeyip artık IMF'ye 5 milyar dolar borç verebilen bir düzeye geldiğimizi de hatırlattı. Ve "O halde kim milliyetçi" diyerek milliyetçilik jandarmalığı yapanlara sordu. Hemen belirtelim, Türkiye'yi IMF ve diğer kuruluşlara avuç açmaktan kurtardığı için, milli geliri 230 milyar dolardan 820 milyar dolara çıkardığı için, fert başına geliri 3 bin 400 dolardan 11 bin dolara etnik ayrım gözetmeksizin yükselttiği için Erdoğan bir yurtsever oluyor. Çünkü "milliyetçiyiz" diyenler, kendini ayrıcalıklı gören bir grubun kazancı için bütçeyi hortumladılar. Bankaların içini boşalttılar. Bu ülkede kazanılan 176 milyar doları yurtdışına kaçırdılar. Vergi cennetlerine istif ettiler. 2000 yılında 265 milyar dolar olan milli geliri 2001'de 196 milyar dolara düşürdüler. Fert başına geliri 4.130 dolardan 3.021 dolara gerilettiler. Ve zararın bedelini halka ödettiler. Halbuki son on bir yılda işler değişti, ayrıcalıklı kesimin bütçeden hortumları kesildi. Dolayısıyla milliyetçilik bu yönüyle hortumun simgesi olurken yurtseverlik halkın refah artışını ifade ediyor. İşte bu ayrıcalıklı kesimin hortumlarını kesip, halkın refahını yükselttiği için Erdoğan bir yurtsever oluyor.