IMF, son konsültasyon raporunda Türkiye'ye faiz artırmasını önerdi. Peki niçin bunu önerdi? Çünkü faiz lobisinin elemanlarıyla görüşüp, onların önerileri ve yönlendirmelerini dikkate alıp rapor yazdığı için. Oysa IMF'nin sadece bankacılarla değil reel kesimin üreticileri ve KOBİ temsilcileriyle de görüşmesi gerekiyor. Bu görüşmeyi yapmadığınız takdirde faiz artışının ekonomide büyümeyi geriletip işsizliği çoğaltacağından endişe etmediğiniz ortaya çıkıyor. Bu tespiti niye yapıyoruz? Çünkü IMF için büyüme ve istihdam önemli değildir. Sadece dış denge ve enflasyonu dikkate alır istikrar modellerinde. Bu türden modellerin anlamı, IMF'nin zenginlerin parasının jandarmalığını yapan bir kurum olduğunun açık delili oluyor.
Bu arada IMF hakkında başka bir tespiti hatırlatalım. Eski ABD Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan hafta sonunda Financial Times'a verdiği röportajda Eylül 2008'de yaşanan finansal çöküşte ABD Merkez Bankası ve IMF modelinin iflas ettiğini ileri sürdü. Peki neydi bu model? Kısaca şuydu: Rasyonel beklentiler, parasalcılar ve tüm diğer teorik çalışmalardan desteklenerek 250 doktoralı ekonomist tarafından hazırlanan ekonominin nasıl işlediğini gösteren bir modeldi bu. Fakat 2008 krizinde bu model aniden durdu ve iflas etti. Ve Greenspan "gerçek olmayan bir dünyada yaşadığımızı o zaman fark ettik" diyor. Daha doğrusu çizilen haritayla arazinin farklı olduğu ortaya çıkıyor.
Niye yaptık bu kısa açıklamayı? Bu açıklamayı yaptık çünkü IMF'nin çizdiği haritayla arazi farklı durumda. İşte bu farklılık cuma akşamı Meksika'dan gelen haberle ortaya çıktı. Hiç kimsenin beklemediği bir anda Meksika birdenbire politika faizlerini 0.25 puan geri çekerek yüzde 3.5 düzeyine indirildi. Çünkü Meksika'da büyüme geriledi, sıcak para nedeniyle Meksika peso'su ihraç mallarının rekabet gücünü kaybettirmeye başladı.
Şimdi IMF'ye ve bizim faiz lobisine sormak gerekiyor: Peki Meksika'da reel faizler pozitif mi? Hayır beklenen enflasyon yüzde 4, politika faizi yüzde 3.5 düzeyinde. Demek ki faiz lobisi Türkiye'ye sürekli yalan söyleyerek küresel koşulları dikkate almadan reel faizin pozitif olması gerektiğini ileri sürüyor. Halbuki Türkiye'de koridorun üst sınırı dikkate alındığında reel faizler pozitif oluyor. Çünkü beklenen enflasyon yüzde 6.8, faiz koridorunun üst sınırı yüzde 7.75 olarak belirlendi. O halde faiz lobisi faizleri daha da yükselttirerek cari açığın büyümesini ve daha çok yabancı para ihtiyacı yaratıp bu ülkenin sürekli kendilerine muhtaç olmasını tasarlıyor. İşte bu tasarımın gerçekleşmesine izin vermeyelim. Dolayısıyla faiz lobisine Meksika'dan cevap geldi diyoruz.
Anlayacağınız Türkiye ile aynı kategoride bulunan Meksika faiz indirdiğine göre faiz lobisinin Merkez üzerindeki baskısını sürdürmesi biraz zor görünüyor önümüzdeki günlerde. Eğer faizler böyle giderse bu defa Türk parası değerlenip, döviz fiyatları gerileyebilir.