Faiz lobisi, paranın fiyatı olan faizi manipüle ederek rant kollayanlara hizmet edip, onlara güzelleme yapanlara deniliyor.
Bizde de "faiz lobisi yoktur, faizler piyasada arz ve talebe göre belirlenir" diyerek halkı kandırmaya çalışanlar, siyasetçi ve bürokratlara finans kesiminin çıkarları için baskı yapanlar ile bürokrasiye finansal kesiminin rantlarını kollamak için kendi elemanlarını yerleştirenler faiz lobisini, oluşturuyor.
Gelelim faiz lobisinin vatandaşı nasıl soyduğuna…
Nobel ödüllü ünlü iktisatçı Joseph Stiglitz, faiz lobisinin fakir halkı nasıl soyduğunu şöyle anlatıyor: "Finansal sektör asimetrik enformasyon yani vatandaşın bankalarla eşit bilgiye sahip olamaması ve devletin finans sektörüne sağladığı garantiler aracılığıyla düşük faiz hadleriyle borçlanıp, yüksek riskler alarak düşük gelir gelir gruplarını adeta soyar." Yine Stiglitz'e göre, finans kesimi asimetrik enformasyon ve devletten sağladığı garantilerle (büyük batırılamaz v.b.) aşırı risk alabilme yetkisini, bir rant kollama faaliyetiyle yani lobiler aracılığıyla elde ediyor. Çünkü finans sektörü, kalitesiz borçlanma araçlarıyla halktan yağmacı zihniyetle topladığı parayı adeta dolandırıcılık yaparak kredi kartı müşterisine yansıtıyor.
Böylece toplumsal piramitin en altındaki dar gelirlilerin alın teriyle kazandığı parayı piramitin en üstündeki toplumun yüzde 1'ini oluşturan zenginlere aktarıyor. (The Price of Inequality, Joseph Stiglitz s.36-37) Gelelim Türkiye'ye… Bildiğiniz gibi Rekabet Kurumu 12 bankayı Stiglitz'in izah ettiği biçimde mevduat, kredi ve kredi kartı faizlerini manipüle ettiği gerekçesiyle yakaladı. Ve kurulun 13.3/198-100 sayılı kararıyla cezalandırdı. Bu arada faiz lobisinin Türkiye ekonomisine verdiği hasarın Rekabet Kurumu'nun tespit ettiğinden oldukça büyük olduğunu yeri gelmişken belirtelim. Çünkü rant kollamak için faiz lobisinin bürokrasi ve siyasetçi üzerinde yaptığı baskı sonucunda faizler yüksek tutulduğundan, daha doğrusu dalgalı kur rejimi ve sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide ülke içi reel faizlerin küresel reel faizlerin çok üzerinde seyretmesi nedeniyle bu ülkede kaynak dağılımı bozuldu.
Dış ticarete konu olan mallar (traded goods) yerine dış ticarete konu olmayan malların (nontraded goods) üretimi çoğaldı.
Böylece dış ticarete konu olmayan gayrimenkul, lokanta, kuaför hizmeti gibi alanlara yatırımlar yoğunlaştı. Hatta son dönemde bazı büyük holdinglerin lokanta zinciri yatırımlarına yönelmesi bu tezimizi doğruluyor.
İşte bu nedenle ihracat yüksek faiz politikasıyla kârlı olmaktan çıktı ve cari açık çoğaldı. Dolayısıyla faiz lobisi kaynak dağılımını bozup, ihracat yoluyla döviz girişini engellerken bu defa oluşan cari açığın finansmanını sağlamak için yurt dışında vergi cennetlerinde tuttuğu parasını kendi kendisine borç vererek hem faizlerin yüksek kalmasını sağlıyor, hem de borçlu göründüğünden vergi ödemekten kurtuluyor. Dün açıklanan, 24.3 milyar dolar tutarındaki dört aylık cari açığın asıl sorumlusu da işte bu faiz lobisi oluyor. Nedeni ortada çünkü cari açık faiz lobisine rant sağlayan kalemlerden bir tanesi oluyor.
Anlayacağınız faiz lobisi ahtapotun kolları gibi ülkeyi sarıyor. Tabi ondan kurtulmak zor oluyor.