Kayıt dışına artık küresel önlemler geliyor. Birleşmiş Milletler'in Türkiye'den çıkarmasını istediği Terörün Finansmanının Önlenmesine İlişkin Yasa da işte bunlardan biri.
Bu yasanın varlığı bilindiği halde İstanbul sermayesinin temsilcisi TÜSİAD ve TOBB medyada büyük gürültü çıkartarak bir süre önce yeni Ticaret Kanunu'nun şeffaflık ve denetim getiren hükümlerini değiştirttiler. Bu işte öncü olarak da, diğer partiler nasılsa arkasından gelir diyerek CHP'yi kullandılar. Nitekim aynen öyle oldu.
TOBB'un kendi kurduğu, sözde araştırma kuruluşuna yaptırdığı araştırmaya göre, güya şirketlere yeni TTK 4.7 milyar lira denetim hizmeti yükü getiriyordu. CHP'yi bu yolda oy avcılığına çıkarttılar.
Oysa yeni TTK'nın şeffaflık hükümlerinin değiştirilmesinin ve kayıt dışının vatandaşa her yıl yüz milyarlarca lira yük getirdiğinin herhalde herkes farkında. Bunu bilmek için araştırma kuruluşu tutmaya bile gerek yok. Ama İstanbul sermayesi vatandaştan daha önce geldiği için CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul sermayesinin kayıt dışı isteğini yerine getirmekten çok memnun olacak ki 18 Haziran 2012 tarihli Dünya gazetesinde CHP'nin yaptırdığı bu değişiklikle övündü.
Halbuki ne kadar gürültü çıkarırlarsa çıkartsınlar işlerin İstanbul sermayesinin istediği gibi yürümesi mümkün değil. Çünkü küresel hukuk kuralları kayıt dışına ve kara paraya izin vermiyor artık. Eğer terörün finansmanını önleyen yasa çıkmazsa AB Bakanı Egemen Bağış'ın belirttiği gibi Türkiye, BM tarafından terör konusunda işbirliği yapmayan ülke olarak tanımlanacak ve üyeliği bile askıya alınabilecek.
Peki Türkiye bu noktaya nasıl geldi? Yeni TTK'yı hazırlayan heyetin başkanı Prof. Dr. Ünal Tekinalp, faturalara isim yazılmasının ve sermaye şirketinden para çekilmesinin terörün finansmanını ve her türlü kara para ve kayıt dışı para hareketlerini önlemek için yeni TTK'ya konulduğunu açıkladığında, TÜSİAD ve TOBB yöneticilerinin kendisiyle alay ettiklerini ve söylediklerini gülünç bulduklarını anlatıyor. Hatırlayın aynı TÜSİAD ve TOBB, Başbakan Erdoğan "zengin ülkelerin krizi bizi teğet geçecek" dediğinde de bunlar gene alay etmiş ve gülünç bulmuştu. Sonra gidip Başbakan Erdoğan'dan "siz haklı çıktınız" diyerek teker teker özür dileyip kendileri gülünç duruma düştü. Bildiğiniz gibi bunlar işlerine gelmeyen her konuda muhataplarıyla alay ederler ve çok gülünç bulurlar. Oysa Tekinalp, uluslararası kuruluşların kara para takibinde, faturanın arkasındaki ismin kim olduğunu takip ettiklerini ve bu nedenle faturaya isim yazılmasının şart olduğunu ileri sürüyor. İşte o zaman Tekinalp'i gülünç bulanlar şimdi kendileri gülünç duruma düşüyorlar. CHP'nin öncülüğünde değiştirttikleri yeni TTK'nın şeffaflık ve denetim hükümleri şimdi tek tek önlerine konuyor.
İstanbul sermayesinin temsilcileri TÜSİAD ve TOBB, o sözde araştırma kuruluşunun maliyet raporunu şimdi BM'nin Mali Eylem Görev Gücü'ne (Financial Action Task Force-FATF) göndersinler bakalım... CHP'yi inandırdıkları gibi BM'yi de inandırabilecekler mi?
Üstelik yeni TKK konusunda TÜSİAD ve TOBB'un yarattığı bilgi kirliliği, son dönemde gene aynı kişilerce bu defa zengin vergileri konusunda yaratıldı. Bu ülkede fakirler, dolaylı vergilerle ağır vergi yükü altında ezilirken nedense zenginlerin vergi ödemesi mümkün olamıyor. Çünkü Türkiye'de lobileri çok güçlü. Ama artık dünyadan kaçış yok gibi görünüyor.
İstanbul sermayesinin temsilcisi TÜSİAD ve TOBB, lobileri aracılığıyla BM'yi kolayca etkileyemeyecek. Bu ülkede vergileri fakirler nasıl ödüyorsa, onlar da artık paşa paşa ödeyecek.