TOBB'a zorunlu üye olup hacizle aidat toplanan tüccarlar da Anayasa Mahkemesi'nin kararına isyan etti. "Seçimle ilgili maddenin iptal gerekçesini anlayamıyoruz" diyen genç işadamları, TOBB'a verdikleri paraların nerede kullanıldığını bilmediklerini söylüyor
Faşist generallerin yaptığı 1982 Anayasası, ideolojik yapılanmayı meslek örgütleri üzerinden sağlayan bir rejim öngörüyor. Bu nedenle Anayasa'nın 135'inci maddesi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenliyor ve bu örgütlere zorunlu üyelikle zorunlu aidat yükümlülüğü getiriyor.
Bu sistem yıllardır böyle işliyor. Bundan da pek çok tüccar şikâyet ediyor. "Zora düştüğümüzde zorla üye yapıldığımız bu meslek örgütlerinden yardım görmediğimiz gibi bir de bizden hacizle aidat alınıyor" diyorlar. Bir tüccar gönderdiği elektronik postada bu konuda şunları yazıyor:
"TOBB'un nakit ve mal varlığını hiçbir delege bilmemektedir. Genel kurullarda, binlerce delegenin öğle yemeği için salonun dışına çıktığı saatlerde, bir avuç delege, bilanço bilgilerini bilmeden, yönetimi ibra etmektedir. Kamu kurumları yıllık faaliyet raporlarını internet sitelerinde yayınlarken, TOBB'un böyle bir uygulaması bulunmamaktadır.
TOBB Seçim Yönetmeliği'ne göre, bir oda başkanı, TOBB başkanlığı için aday olursa ve seçimi kaybederse, sahip olduğu oda başkanlığı da elinden gitmektedir. Bundan dolayı da, hiçbir oda başkanı, Birlik başkanlığı için aday olmaya cesaret edememektedir. Neticede aday çıkmadığı için, seçimi mevcut yönetimin belirlediği listeler kazanmaktadır. İ.S."
***
Not: Yeni Ticaret Kanunu'nun şeffaflık ve denetim hükümlerini değiştirenleri eleştirdiğimizde bazılarının sinirleri fena halde bozuluyor. Anlaşılan kayıt dışından faydalananların sayısı bizim sandığımızdan da fazla.
Önceki gün "işçi ölümlerinin nedeni yeni TTK'nın şeffaflık hükümlerini değiştirmekle övünen CHP" diye yazdım. Bir şahıs köşesinden CHP'nin avukatlığına soyunup konunun ayrıntısını bilmeden cevaplar vermiş. Hemen belirteyim, TTK iş yaşamının temel yasasıdır. Sermaye ve ortak ilişkilerinin yanında işletmeyi ve şirket çalışanlarının durumunu da düzenler. Yeni TTK'nın değiştirilmeden önceki maddelerinde, sermaye şirketleri uluslararası muhasebe kurallarına göre denetlenecekti. Her şirketin internet sitesinde yayınlanacak denetim raporunda işçİ sayısı, çalıştıkları birimler, ücretleri, vergileri, sosyal güvenlik primleri de yer alacaktı.
Böylece işveren kayıt dışı işlem yapamayacaktı. Kayıt dışı işlemin en aza indirilmesi iş güvenliğini de beraberinde getireceğinden iş kazalarını da önleyecekti. Ama AB müktesebatına uyumlu olan bu denetim ve şeffaflık hükümleri CHP önderliğinde yeni TTK yürürlüğe girmeden değiştirildi. Bunu ben söylemiyorum CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak 18 Haziran 2012 tarihli Dünya gazetesine verdiği röportajda söylüyor. "Yeni TTK'nın denetim ve internet sitesi zorunluluğu nedeniyle işverene getirdiği 4.7 milyar liralık yükten kurtaran ilk değişiklik yasa teklifini biz verdik" diyor. Yeni TTK'nın şeffaflık ve denetim getiren hükümlerini kaldırtmakla övünüyor. İşte bu nedenle bir yerlerin avukatlığını üstlenirken konuyu iyi araştırmak ve yasa hükümlerini bilmek şart. Aksi takdirde kayıt dışı nedeniyle iş kazalarında hayatını kaybeden işçilerin sorununu gülünç bulup kendinizi gülünç duruma düşüyorsunuz.
Milletvekilliğine gelince... Beni önerdiğiniz için teşekkür ederim. Fakat yeni TTK'nın şeffaflık hükümlerinin kaldırılmasına milletvekilleri kabul oyu verdiler. Kayıt dışının avukatlığını yaptığınız için milletvekilliğine beni değil, yeni dönemde sizi tercih edecekleri çok açık bir gerçek. Ha gayret!