Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan dün Paris'te Fransa'nın önde gelen şirketlerinin CEO'larıyla toplantı yaptı. Bakan Çağlayan'ın Türkiye ekonomisini anlatan sunumuna, yıllık toplam ciroları 326 milyar euro olan, 1 milyon 450 bin kişiye istihdam sağlayan, 18 farklı sektörden 40 firma katıldı.Bakan Çağlayan, toplantıya katılan Renault firmasının "yerli oto için niçin ısrar ediyorsunuz?" sorusuna, "Türkiye'de bir otomobilin üretiminde motor ve aktarma organlarının maliyet içerisindeki payı yüzde 22 seviyesinde. Parçalar ithal ediliyor. Bu nedenle otomobil ithal ve ihracında dış açık vermeye başladık. Dolayısıyla motor ve aktarma organlarında yerli üretime geçmek istiyoruz" diyerek, Renault firmasını yerli oto üretimi için Türkiye'ye davet etti.
Airbus ortak yatırım düşünüyor
Bilindiği gibi Türkiye son on yılda Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisi ve ilaç sanayinde de lider ülkesi oldu. İşte bu nedenle otomotiv firmalarının yanında ilaç-eczacılık ürün firmaları, bilişim, teknoloji, demiryolu ve havayolu ulaşım firmaları da dün yapılan sunuma katıldı. Bakan Çağlayan, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde 10 bin kilometre hızlı tren yolu, 5 bin kilometre yeni konvansiyonel tren altyapısı ve 130 milyar dolarlık enerji yatırımı yapacağını, Fransız firmaların bu yatırımlara katılmak istediğini belirtti. Ayrıca Airbus firmasının Türkiye'nin 2.5 milyar dolarlık ihtiyacını ortak yatırımla karşılamak düşüncesinde olduğunu açıkladı. Fransız firmaları özellikle nükleer enerji, ilaç ve eczacılık konusunda yeni yatırım yapmak istediklerini Sanofi Pasteur firmasının Avrupa'nın en büyük aşı üretim tesisini Lüleburgaz'da kurduğunu, bu tesisi geliştirmek istediğini halen iç pazar yanında Türkiye'deki tesislerinden ihracat da yapan firmanın Kamu İhale Yasası'nda değişiklik yapılarak Türkiye'de üretilen ürünlere kamu alımlarında ayrıcılık tanınmasını istediğini belirtti.
Gelelim Türkiyeli işadamları için en önemli konuya… Bakan Çağlayan Avrupa Birliği'nin Brezilya, Ukrayna, Kanada, Güney Kore gibi ülkelere vize uygulamazken 17 yıldır Gümrük Birliği üyesi olan Türkiye'ye vize uygulamasını dün Paris'te sert bir şekilde eleştirdi. Türkiye'ye vize uygulayan AB ülkelerinin kendi vatandaşlarına sormadıkları soruları "tapu kayıtlarından banka hesaplarına" kadar Türkiyeli işadamlarına sorduklarını bu uygulamanın insan hakları ve demokrasiye aykırı olduğunu belirtti. Ve bu vizenin iki amaçla uygulandığını, bir, demoralize edilerek işadamının yolunu kesmek; iki, teknik bir engelle haksız rekabet yaratma olarak sıraladı.
Çağlayan "AB ülkelerinin vize kolaylığı getireceğiz" önerisini de kabul etmediklerini "vizenin kesinlikle kaldırılmasının şart olduğunu" belirtti. Türkiye'nin on yıl önceki Türkiye olmadığını, işsizlik oranının AB'nin altına indiğini ve ekonominin 22 AB üyesi ülkeden daha iyi olduğunu, bu nedenle "iş bulacağım" ümidiyle Türk vatandaşlarının artık Avrupa'ya gitmeyeceğini belirterek, "AB ülkeleri neden korkuyorlar anlayamıyorum?" dedi. Çağlayan, bütün bu engellemelere rağmen AB tam üyelik hedefinden vazgeçmediklerini, Türkiye'yi bezdirerek AB'den vazgeçmesini sağlama fırsatını bu beklentide olanlara vermeyeceklerini söyledi. Hatta "AB eğer Türkiye'yi engellemeyip tam üye yapsaydı, geçen yıl yüzde 1.5 oranında büyüyeceğine yüzde 1.8 oranında büyürdü" diyerek AB'nin adeta Türkiye'yi tam üye yapmayarak kaybettiğini ileri sürdü.
Bakan Çağlayan dün Paris'te önemli bir konuya da açıklık getirdi. Türkiye'nin 21 para cinsinden dış ticaret yaptığını, toplam ithalatının yüzde 3.7, toplam ihracatının ise yüzde 3.5'luk kısmının Türk parasıyla yapıldığını belirtti. Türk parasının dış ticarette kullanılmasının TL'ye olan güveni gösterdiğini söyleyerek, Türk parasının kıymetli olmasından gurur duyduğunu, ama ana muhalefet partisi liderinin bunu yanlış anladığını, aşırı değerli paranın dış ticareti olumsuz etkilediğini belirtti. Kısaca, Zafer Çağlayan, Fransa'da, 22 Avrupa Birliği ülkesinden ekonomisi daha iyi olan güçlü Türkiye ekonomisinin bakanı olarak karşılandı.