Zenginler her yerde aynı davranışları gösteriyorlar. Vergi vermemek ya da para harcamamak için akla gelmeyecek yöntemlere başvuruyorlar.
Yunanlı bazı zenginlerin, İsviçre bankalarında bol sıfırlı paraları olduğu halde kendilerini fakir olarak kaydettirip vergi vermedikleri ortaya çıkarıldı. Aynı şekilde ABD Kongresi Araştırma Servisi de 2 bin 400 milyonerin işsizlik yardımı aldığını ortaya çıkardı.
ABD'de milyonerler ne kadar işsizlik yardımı almışlar derseniz...
Kongre'nin verdiği bilgiye göre, yıllık geliri bir milyon doların üzerinde olan milyonerler 2008 krizinin ardından kendilerini işsiz gösterip haftada 300 dolar işsizlik yardımı almışlar. Böylece krizin etkisinin bir kısmını paraları olduğu halde devlete yükleyerek bütçe açığının çoğalmasına neden olmuşlar. Hatta bu davranışlarıyla gelir dağılımının bozulmasına da katkıda bulunmuşlar.
Doğrusu bu "katkı" ABD ekonomisinin genel rakamlarına da yansıdı. ABD'de aile gelirleri ikinci dünya savaşından beri ilk defa geriledi. Bugün Amerikan rüyası neredeyse bir kâbusa dönüşmek üzere.
Öyle ki gelir dağılımında adaleti gösteren Gini katsayısı ABD'de 0.3949 oldu. Böylece gelir dağılımında adaletin olduğu ileri sürülen ABD artık gelişmekte olan ülkelerin kategorisinde yer alıyor. Çünkü Gini katsayısı sıfıra doğru yaklaştıkça, o ülkede gelir dağılımında adaletli bir sosyal yaşama geçildiğini gösteriyor. Oysa ABD'de tam aksine Gini katsayısı sıfırdan uzaklaşarak bire doğru yöneliyor.
Peki zengin ülkelerde gelir dağılımı niye bozuluyor?
Bozuluyor çünkü finansal kontrollerin azaltılması, finans piyasalarında kolay para kazanılmasına neden oluyor. Dahası, kazanılan bu kolay paralar vergi cennetlerine götürülerek vergisi verilmiyor.
Bir de özellikle finans kesiminin lobicilik faaliyetleriyle hem bürokratları hem de siyasetçileri kolayca etkilemeleri, finans piyasalarında düzenleyici kararların sürekli zenginler lehine çıkarılmasını sağlıyor.
İşte bu nedenle ABD'de nüfusun yüzde 1'i ülke servetinin yüzde 60'ını kontrol ederken, nüfusun yüzde 99'u ülke servetinin ancak yüzde 40'ını kontrol edebiliyor. Tabii ki bu adaletsiz servet ve gelir dağılımı sosyal yaşamı sorunlu hale getiriyor.
Oysa herkes aynı gemide olduğundan, gemi batarsa zenginler de batacaklar. Ama zenginler nedense bunu düşünmüyorlar. Zenginler kendi menfaatleri için gemiyi yüzdürmek zorundalar. Bunun için de daha çok vergi vererek ve daha çok yatırım yaparak fakirleşen kesimlere gelir aktarımı yapmalılar.
Halkın bu konuda talebi ABD Başkanlık seçimleri öncesi kamuoyu yoklamalarına da yansıyor zaten. Zenginlerden daha fazla vergi alacağını vaat eden Barack Obama, zenginlerin vergilerini azaltacağını söyleyen Mitt Romney'den on puan önde gidiyor.
Demek ki ABD'de de halk adaletsiz gelir dağılımından şikâyetçi. Adaletsiz gelir dağılımını düzelteceğini söyleyen siyasetçi daha fazla oy alıyor.
Bizde de zenginler "kayıt dışı var" diyerek halkla alay edeceklerine, yeni TTK'da değiştirttikleri kayıt dışını önleyen maddeleri tekrar kanundaki yerine koydursunlar. Aksi halde vatandaşı artık kandıramayacaklar. Çünkü zenginlere ek vergi uygulaması yeni bir küresel politika olarak hızla yaygınlaşmaya başladı. Bu dalga yakında Türkiye'ye de gelecek.