Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Türkiye'ye yine haksız not

Faiz lobisi, geçen yılın son üç ayında iyice hareketlenmiş ve bu yılın başında Türkiye'nin döviz bulamayacağını iddia etmisti. Hatta bir Amerikan dolarının 2.5 liraya çıkacağını iddia ederek Merkez Bankası'nın faiz artırmasını istemişti. Ama olaylar faiz lobisinin söylediği gibi gelişmedi. Merkez Bankası lobinin spekülatif ataklarına karşılık verince, spekülatörler kaybetti, Merkez ve halk kazandı. Ama faiz lobisi Merkez'in direncini acaba yıkabilir miyiz düşüncesiyle yeni bir saldırı için her fırsatı yokladı.
İşte bu saldırılardan sonuncusu da dün gerçekleşti. Batmış İzlanda ve İrlanda'nın notlarını yakın dönemde "yatırım yapılabilir" seviye olan BBB'ye yükselten Standart&Poor's isimli kredi derecelendirme kuruluşu, dün ani bir atakla yabancı para cinsinden borçlanmada BB ve yerli para cinsinden borçlanmada BBB- olan Türkiye'nin not görünümünü pozitiften durağana çevirdi. Türkiye için bunun anlamı, "notunuzu artırmayacağım" oluyor. Gelelim S&P'un Türkiye'nin notunu pozitiften durağana çevirirken açıkladığı gerekçeye… S&P'a göre küresel düzeyde artan emtia fiyatları, Türkiye'nin dış ticaret hadlerini bozacakmış. Böylece büyük miktarda dış borcu olan Türkiye borçlarını ödemekte zorlanacakmış. Ayrıca Türkiye vergi toplamakta zorlanıyormuş ve dolaylı vergilere ağırlık veriyormuş.
Böyle zorlama bir gerekçe karşısında sormak gerekiyor: S&P'un bu söyledikleri yeni oluşan riskler mi? Hayır. Küresel emtia fiyatları 2005'ten beri artıyor. Ayrıca artan petrol fiyatları, Türkiye'nin dış ticaret hadlerini şimdi bozmadı ki, petrol fiyatları 2008 yazında maksimum noktaya çıkmıştı. Petrol üreticisi olmayan ülkelerin ihraç mal fiyatları bu artışlara paralel olarak aynı hızla artmadığı için bu ülkelerin dış ticaret hadlerinin bozulması doğal. O halde S&P, sadece Türkiye'nin değil petrol üretmeyen bütün ülkelerin görünümünü çok önceden değiştirmeliydi. Peki degiştirdi mi? Hayır!

Risk nerede?
Gelelim Türkiye'nin büyük miktarda dış borcu olduğu söylemlerine… Türkiye'de devletin kısa vadeli dış borcu 4 milyar dolar civarında. Böyle bir borcu ödemede Türkiye'nin sorunu olamaz. Finansal kesim dışındaki özel sektörün döviz yükümlülüklerini ise Merkez Bankası 30 Nisan 2012'de açıkladı. Bu verilere göre, 2012 sonu itibarıyla finansal kesim dışındaki özel sektörün kısa vadeli döviz borcu yurt dışındaki bankalara 1.3 milyar dolar, yurt içindeki bankalara ise 18.2 milyar dolar. Aynı özel sektör firmalarının yurt içindeki bankalarda 35.8 milyar dolar döviz mevduat hesabı, yurt dışındaki bankalarda ise 18.8 milyar dolar döviz mevduat hesabı var.
İşte rakamlar böyle? İddia edilen risk peki nerede? Söylendiği gibi Türkiye'deki firmaların döviz yükümlülükleri öyle riskli değil. Finansal kesimin döviz borçları ise zaten sigorta edilmiş durumda. Ayrıca bankaların sermaye yeterlilikleri de istenenin üzerinde bulunuyor.
Gelelim Türkiye'nin dış ticaretine... İhracat nasıl gelişiyor? Nisan ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2.9 oranında azalmasına rağmen bu yılın ilk dört ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.9 oranında artarak 45.6 milyar dolara ulaştı. Oysa küresel daralma nedeniyle ihracatın önemli miktarda gerileyeceği tahmin ediliyordu. "Peki ya ithalat ne oldu?" diyebilirsiniz. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yılın ilk üç ayında yüzde 54.6'dan 64.3'e yükseldi. Kısacası dış ticaret açığı azalma eğilimine girdi.
Gelelim vergi meselesine… S&P, Koç Holding'ten Rahmi Koç'un basında önceki gün çıkan"bu ülkede vergi toplanmıyor" sözünden etkilenmiş olmalı. Koç, "Türkiye'nin yarısı vergi ödemiyor, öbür yarısı bütün vergileri ödüyor. Bu haksız rekabet oluşturuyor" diyor. Oysa iktisat öğrencilerine ikinci sınıfta maliye derslerinde, "büyük şirketler ve zenginler vergilerini doğru öderlerse küçükler vergi kaçıramaz" ilkesi öğretilir. Dolayısıyla zenginlerin vergi ödeme konusunda bu ilkeye bir daha bakmalarında fayda var. Türkiye'de vergilerin yüzde 67'sini dolaylı vergiler yoluyla dar gelirli vatandaş öder.
Herkes bilir ki bu bozuk vergi yapısı da dün ortaya çıkmadı. Bu çarpık vergi sistemi, zenginler tarafından başına bir kaza getirilmezse, 1 Temmuz'da yürürlüğe girecek olan yeni Ticaret Kanunu ile düzelebilecek. Ama zenginlerden bu yeni kanuna öyle muhalefet var ki!!! Gerçek şu ki S&P'un not görünümünü pozitiften durağana çevirirken bozuk vergi yapısını gerekçe göstermesi hiç inandırıcı değil.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA