Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Başbakan Erdoğan'ı niye istemiyorlar?

Dün bütçe rakamları açıklandı. Avrupa ülkeleri devasa bütçe açıklarını nasıl kapatacaklarının telaşındayken, Türkiye'nin bütçesi yılın ilk ayında 1.7 milyar lira fazla verdi. Bütçe fazlası böylece geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 70 çoğaldı.
Peki devlet bütçesinin fazla vermesi ne anlama geliyor? Bu durum, mali disipline uyulduğunu, devletin fazla borçlanmayacağını, faizlerin gerileyeceğini gösteriyor. Bütçe hortumcularının hortumlarının kesildiğine işaret ediyor. Yolsuzlukların azaltıldığına delil teşkil ediyor. Ayrıca bütçe fazlası, enflasyonun gerileyeceğini, devletin piyasalardaki parayı özel teşebbüse bırakacağını, böylece yatırımların çoğalacağını da bize gösteriyor.
Kısacası bütçenin fazla vermesi, faiz lobisinin nasıl yalan söylediğini kanıtlıyor. Hatırlayacaksınız lobinin, yurtiçinden ve dışından son üç ayda yaptığı yayınlar, 2012'nin ilk ayında ekonominin çıkmaza gireceği, Türkiye'nin adeta batacağı yönündeydi. Bütçenin ilk ay uygulamasındaki bu olumlu gelişme tabii şimdi bazılarının hiç işine gelmiyor.
Bu olumlu gelişme kimlerin işine gelmiyor derseniz... Savaş isteyenlerin, silah satıcılarının, faiz lobisinin, bütçeyi hortumlayan statükocu İstanbul sermayesinin işine gelmiyor. Çünkü onlar devletin iki yakasının bir araya gelmesini istemiyor. Aksine bütçede mali disiplinin bozulmasının peşindeler. Savaş yoluyla kaotik ortam yaratıp, bütçe açığının yükselmesini, devletin aşırı borçlanmasını böylece faizlerin ve enflasyonun yükselmesini arzu ediyorlar. İşte bu nedenle de Türkiye'nin başında, ekonomik sorunları çözen, refahını artıran, barış isteyen bir Başbakan görmek istemiyorlar. Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak için Başbakan Erdoğan'ın ayağını kaydırmanın yollarını arıyorlar. Karşılarına çıkan her fırsata büyük bir iştahla sarılıyorlar.
Pazartesi günü Taraf'ta Neşe Düzel'e konuşan, devleti ve siyaseti yakından izleyen gazeteci yazar Avni Özgürel bakın son günlerde yaşananları nasıl değerlendiriyor. Başbakan'ın Kürt ve PKK meselelerini barışçı yoldan 2012'de bitirmeyi hedeflediğini söyleyen Özgürel, "Nisan 2012'de Oslo süreci yeniden başlayacaktı. Kürt sorununu anayasayla çözmek yerine, sorunu hemen çözmek için bir paket hazırlanacaktı. Başbakan, dağdan iniş çağrısını 'Bizler hepimiz' kardeşiz diyerek yapacaktı" diyor. İşte bu barış girişimi şimdilik MİT Müsteşarı'nın savcılığa çağrılmasıyla durduruldu. Özgürel'e göre barış isteyen Başbakan ve onun bürokratları birdenbire suçlu ilan edilmeye kalkışıldı.
Peki bundan sonra ne olacak? Başbakan Erdoğan'ın durması mümkün değil. Barış sürecini devam ettirecek. Çünkü çözümü ertelemenin siyasi istikrarsızlık peşinde olan lobinin işine geldiğinin farkında. Savaşın ülkeye ve ekonomiye bir faydası olmadığını biliyor.
Başbakan, devletin iki yakasını bir araya getirdi. Bunu yaparken sağlık ve eğitim harcamalarını savunma harcamalarının üzerine çıkartarak refahı çoğalttı. Banka hortumcularının Hazine'nin sırtına yüklediği 380 milyar lirayı ödedi. Bankaları sağlamlaştırdı. Vatandaşın alacağı olan ve yıllardır ödenmeyen tasarrufu teşvik ve konut edindirme paralarını, ki toplam tutarı 17 milyar lirayı bulmuştu, alacaklılarına verdi. Ülkeyi ahbap çavuş kapitalizmiyle yöneterek IMF'ye götürüp 45 milyar dolar borç alanların borçlarını da ödedi. Faiz lobisinin ve statükocu İstanbul sermayesinin "IMF'den borç alın" ısrarlarına rağmen IMF'den borç almadı. Böylece bütçe vesayetini kaldırdı, ekonomik büyümeyi sürdürdü.
Şimdi sıra lobinin bütün gücüyle karşı çıktığı yeni Ticaret Kanunu'nun uygulanmasına geldi. Yeni kanunla artık şirket hortumcularının hortumları da kesilecek.
Böylece zengin patron-içi boş şirket yapısı ortadan kalkacak. Böylece kırılganlıkları kalmamış, şeffaf, hesap verebilen bir Türkiye sahneye çıkacak. Tabii birileri de artık bir daha çıkmamacasına sahneden inecekler! Sahneden ilelebet inecek olanlar işte bu nedenle Başbakan Erdoğan'ı istemiyorlar. Her yolu, her ittifakı deniyorlar!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA