Cumhurbaşkanı'nın itirazı üzerine Meclis yeniden karar verdi. Milletvekili emekli maaşları, Cumhurbaşkanı maaşının yüzde 60'ına değil yüzde 45'ine eşit olacak. Böylece emekli vekiller 8 bin lira yerine 6 bin lira alacak. Bu düzenleme, Johnny Depp'in "Tutku Günlükleri" isimli son filmindeki arsa yağmacılarının oyununa benziyor. Filmde arsa yağmacıları, rüşvet teklif ettikleri gazeteciye, "Sen gazetende, bizim istediğimizin çok üzerinde bir şeyler yazacaksın. Halk, 'bu kadarı da olmaz' tartışması yaparken, biz gerçek istediğimiz olan miktarı açıklayacağız ve halka bu isteğimizi kolayca kabul ettireceğiz" diyorlar.
Bizim vekiller de aynı taktiği güdüyor gibiler. Emekli maaşında 8 binden 6 bine indiler ama vatandaş milletvekillerinin bu oyununa pek göz yumacak gibi gözükmüyor. Gelen pek çok elektronik mektuptan birkaçını verelim.
Bir vatandaş, "Ben emekli uzman tabibim. İhtisas dahil 10 yıl yüksek öğrenimle en uzun eğitimi alan bir mesleğin mensubuyum. Kimse emekli uzman hekim kaç lira emekli maaşı alır diye sorgulamıyor. Hekimlerin çok kazandığı zannediliyor. Her meslek gibi hekimler arasında çok değil ama iyi kazananlar var ama, hekimlerin çoğu maaşlarıyla geçinmek zorundalar. Emekli uzman doktor maaşları ise bin beş yüz lira civarında" diyor ve devam ediyor:
"Milletvekillerinin vekillik zamanında yüksek maaş alması kabul edilebilir ve kamuoyu buna pek tepki göstermez ama emekliliklerinde yüksek maaş almalarına hayır! Herkes gibi vekiller de vekillik görevinden önce veya sonra ne iş yapıyorlarsa o kurumdan emekli olmalı. Bir uzman hekim kamu hizmeti esnasında, bin günün üzerinde gece nöbeti tutar. Bu neredeyse beş iş yılına tekabül eder. Bunun emekliliğe yansıyan bir artısı yoktur. Yani bu çalışma emeklilikten sayılmaz. Bazıları, emekli milletvekillerinin yüksek emekli maaşı almasının sosyal statülerine uygun olacağını söylüyor. Emekli hekimlerin sosyal statüleri yok mu? Soruyorum. A.T."
Bir başka okuyucumuz, "Milletvekili emeklilerine artış yüzde 42 mi olsun yoksa yüzde 60 mı olsun derken, işçiye ve memura ilk altı ay için yüzde 3, ikinci altı ay için yüzde 3 artış olsun demek acaba nasıl bir adalet anlayışıdır? E.Ö." diyor. Diğer bir okuyucumuz, "her şeyden önce milletvekilliği emekli olunacak bir iş, bir meslek değil. Bunu söylemeye nedense herkesin ödü patlıyor. E.H." diyerek zammı eleştiriyor.
Peki emekli maaşı hangi ölçüye göre belirlenmeli? Bir kere temel ilke şudur. Emekli maaşı, kişinin çalışırken Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödediği emeklilik primlerine göre alınır. Yani çok prim ödeyen çok, az prim ödeyen az emekli maaşı alır. Yoksa emekli sigorta sistemi çöker. Daha önce biz bu çöküşü Demirel-İnönü koalisyon hükümetinin genç emeklilik uygulamasında yaşadık. Ekonomi bu nedenle 2001'de krize girdi, bir milyon insan işsiz kaldı.
Eğer emekli maaşları unvanlara göre alınır ve prim ödenmeden "ben generalim, ben milletvekiliyim, ben merkez bankası başkanıyım" diyerek bu vatandaşın parası, "gücü, silahı" olana yüksek emeklilik maaşı olarak aktarılırsa, bu ülkede sadece kısa sürede yine bir ekonomik kriz değil artık bir adalet krizi de yaşarız. Gücü ele geçirenin kendisine yonttuğu bir emeklilik sistemi ne adalete ne de demokrasiye sığar. Bu yüzden, demokrasi konusunda esip gürleyenlerin, vekillerin emekli maaşlarına da itiraz etmeleri gerekir. Yoksa vatandaş, bu sessizliği düşündürücü ve samimiyetsiz bulur.