Dünyanın "en az gelişmiş" daha doğrusu "en fakir ülkeleri" konferansı dün İstanbul'da başladı.
En fakir ülkeler fert başına yıllık geliri 900 doların altında gerçekleşen ve nüfusu 75 milyonu geçmeyen ülkeler oluyor. Fert başına gelir 1035 doları aşınca bu kategoriden çıkılıyor. Son olarak Bostwana, Cape Verde ve Maldivler en fakir ülke olmaktan çıktılar.
Halen dünyada 48 ülke, en ülke fakir olarak sayılıyor. En fakir ülke sayısı 1971'de 25 iken, 2010'da 48'e yükseldi. Bu ülkelerin 33'ü Afrika'da, 14'ü Asya'da, biri de Haiti olmak üzere Amerika'da yer alıyor.
Peki bu ülkeler niye fakirleşiyorlar? En önemli nedeni, bu ülkelerin ürettikleri tekstil, deri ve diğer tarım ürünlerini zengin ülkeler kendi pazarlarına sokmuyorlar. Niye? Çünkü zenginler kendi işçi ve çiftçilerini korumak amacıyla tarım ürünlerine aşırı devlet desteği veriyorlar.
Oysa zengin ülkeler tarım ürünlerine yoğun devlet yardımı yapmasalar, fakir ülkelerde emek ucuz olduğu için pek çok tarım ürünü zengin ülkelerin pazarlarında rekabet gücü bulacak. Ve fakir ülkeler daha fazla üretip zenginleşecek. Zaten fakir ülkeler yardım istemiyorlar. "Bize ticaret kanallarını açın yeter" diyorlar. Ama bu isteğe zenginlerden olumlu cevap gelmiyor.
Dünya Ticaret Örgütü'nün 1 Mayıs 2011'de Cenevre'de yaptığı toplantıda fakir ülkeler zenginlere bir öneride bulundu. Öneri şu; "Bizim ürünleri, sizin gümrüksüz satış mağazalarında satalım ve siz, bize uyguladığınız kotaları azaltın"
Zenginlerin buna da cevabı olumsuz oldu. Fakat zenginler, fakir ülke pazarlarına girmek için her insafsızlığı yapıyorlar. Kendi ürettikleri sanayi ürünlerinin girişini engelleyeni cezalandırıyorlar.
Zengin ülkenin malını kendi pazarına sokmayanı, iç savaşa ya da komşu ülkelerle savaşa sokuyorlar. Bunlara bol bol da silah satıyorlar. Zaten bu nedenle zengin ülkeler en çok devlet yardımını kendi çiftçilerinden sonra silah üreticilerine yapıyorlar. Dolayısıyla en fakir ülkeler, açlık, sefalet yetmiyormuş gibi bir de en çok silah satın alan ve çatışan ülkeler arasında yer alıyorlar. Kaynaklarını silaha aktardıkları için de fakir kalıyorlar.
Gelelim en fakir ülkelerin dünya ticareti içindeki payına... Dünya Ticaret Örgütü'ne göre en fakir ülkelerin dünya ticaretindeki payı yüzde bir seviyesinde bulunuyor. Örneğin ABD'nin 2010'da ihracatı 1 trilyon 278 milyar dolar tutarken, Haiti'nin ihracatı bir milyar dolara bile ulaşamayarak ancak 750 milyon doları buluyor. Ama ABD aradaki bu büyük farka rağmen Haitili çiftçinin malının ABD'ye girmesinden korkuyor. Ama aynı ABD, en fakir ülkeden tonunu 170 dolara satın aldığı demir cevherini, inşaat demiri haline getirip en fakir ülkelere tonu 1.270 dolardan satıyor. Başbakan Erdoğan'ın dün Konferansta belirttiği gibi, "bu ülkelere bakınca, sadece madenleri ve sadece petrol kuyularını görenler güven bunalımı oluşturuyorlar."
Kısaca en fakir ülkeler yardım değil, adil bir dünya ticareti istiyorlar. Bu adaletsiz ticaretin sonucunda, toplam 900 milyon insanın yaşadığı en fakir 48 ülkede, her yıl üç milyon çocuk açlık ve hastalıktan ölüyor.
Peki kim düzeltecek bu adaletsiz dünya ticaretini?
153 ülkenin üye olduğu Dünya Ticaret Örgütü düzeltecek ama bu örgüt de hala 2001'de Katar'ın başkenti Doha'da yapılan toplantıda kaldı. Kimse o toplantıda alınan kararlara uymuyor, herkes insanlık suçu işliyor.