Siyasi partiler seçim beyannamelerini açıklamaya başladı. AK Parti, kapsamlı bir seçim beyannamesi sundu seçmene. Beyanname, 2023 yılı hedeflerini gösterirken, bu güne kadar iktidar partisinin ne yaptığının hesabını da veriyor.
Olağanüstü halin bitirilmesi, devletin vatandaşa karşı güvenliğini sağlayan mahkemelerin kaldırılması, toplumun ana dilinde ticaret yapmasını sınırlayan dil yasakları gibi engellerin yok edilmesi, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önüne geçilmesi, yargı kararı olmadan sadece bir memurun kararıyla yurtdışına çıkış yasağına son verilmesi, yargının ideolojik gerekçelerle yatırımları durdurmasının önüne geçilmesi, yabancı personel çalıştırmanın kolaylaştırılması gibi hukuki düzenlemeler, sadece toplumsal hayatı değil, ekonomik hayatı da rahatlattı. Bütün bu adımlar bu ülkeye yatırımcının güvenini artırdı. AK Parti hükümetlerinin yaptığı bu değişiklikler küçümsenemez. Çünkü bu değişiklikler insanların gelecekle ilgili planlar yapabilmelerini sağladı. Ekonomik yaşama bir öngörülebilirlik getirdi.
AK Parti hükümetlerinin maliye politikasındaki başarısı ise sadece Cumhuriyet tarihi değil belki de Türkiye tarihi için bir ilk oldu. Sadrazam Tarhuncu Ahmet Paşa'nın (1658) idamı göze alarak yaptığı bütçe düzenlemelerini, ondan sonra ilk defa Başbakan Erdoğan yapabildi. Böylece statükocu İstanbul sermayesinin bütçeyi boşaltan hortumlarını kesti. Zaten bu nedenle Tarhuncu'nun akıbetine uğratılmak istendi. Partisinin kapatılması için hukuki hokkabazlıklara başvuruldu, darbe planları hazırlandı, ekonomik kriz çıkarma girişimlerinde bulunuldu ama hiçbiri başarılı olamadı.
Sonuçta bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 19'dan yüzde 1.9'a geriledi. Kamu borç yükü de yüzde 94'ten yüzde 40 seviyesine indirildi. Üstelik Başbakan Erdoğan, kendisinden önceki hükümetlerin içini boşalttığı kamu ve özel bankaların 382 milyar liralık borcunu ve tasarrufu teşvik hesabında halka olan 13.5 milyar lira borcu da ödeyerek, bütçenin iki yakasını bir araya getirdi. Bu arada eğitim ve sağlık harcamalarını bu ülkede ilk kez savunma harcamalarının üzerine çıkardı.
Gelelim AK Parti'nin seçim beyannamesindeki önemli vaadine… Eğer AK Parti bu vaadini tutarsa, artık Türkiye'de kimse çıkıp ben işsizim diyemeyecek. Çünkü İŞKUR'a kayıtlı her işsiz için iş ve meslek danışmanı atanacak. Peki ne yapacak bu danışman? Mesleksiz olup iş arayanı mesleğe yöneltecek ve iş bulmasını sağlayacak. Böylece ben işsizim diyene "gel bakalım seni meslek sahibi yapacağım ve iş bulacağım denilecek. Meslek kazandırma eğitimini devlet üstlenecek. Ayrıca bu danışmalar, lise öğrencilerine de meslek seçiminde yol gösterecek. Böylece insanların bilinçsizce seçip sonradan mutsuz oldukları meslek seçimiyle ilgili hatalar en aza indirilecek.
Daha da önemlisi, meslek lisesinin tüm liseler içinde ağırlığı yüzde 65'e çıkartılacak. Çok yerinde bir hedef bu. Zira bu ülkede gençleri sadece üniversiteye hazırlayan klasik lise eğitimi artık büyük bir ekonomik yük haline geldi. Yoğun biçimde matematik,fizik, kimya, biyoloji, edebiyat, felsefe, psikoloji okuyan öğrencinin, üniversite eğitimi almadan iş hayatına girmesi mümkün değil. İşte bu nedenle Almanya'da olduğu gibi meslek lisesi ağırlıklı bir eğitim Türkiye ekonomisinin ancak 2023'te 2 trilyon dolarlık milli gelire ulaşmasını sağlayabilir.
AK Parti'nin seçim beyannamesinde ortaya koyduğu hedefler bize göre gerçekçi. Popülist bir öneri yok. Kimseyle, "kim ne veriyorsa beş lira fazlasını veriyorum" türünden bir vaat yarışına girilmiyor. Kimseye de "alın teri olmadan kamu maliyesinden para dağıtma" önerilmiyor. İnsanlara insan gibi davranılıyor "Gel, öğren, meslek sahibi ol, kazan" deniliyor. Çetin Altan'ın "kabuk devletten teknik devlete" geçiş önerisinin içi adeta dolduruluyor.