Bir ülkeye doğrudan yatırım olarak gelmeyen kısa vadeli yabancı paraya sıcak para adı veriliyor. Bazıları sıcak parayı bir yıldan daha az süreyle bir ülkede kalan yabancı para olarak da tanımlıyorlar.
Son günlerde gelişmekte olan ülkelere sıcak para akımı çoğaldı. Çünkü Amerikan Merkez Bankası faizleri sıfır düzeyinde tutuyor. Bir de ekonominin canlanması için Amerikan Hazine bonosu ve mortgage senedi alacağını açıklayıp adeta karşılıksız para basmaya teşebbüs edince, gelişmekte olan ülkelerin cazip yatırım araçlarına talep arttı. Ayrıca gelişmekte olan ülkeler içerisinde başarılı ekonomi yönetimiyle yıldız ülke olanlara daha fazla sıcak para girişi başladı.
Gelelim Türkiye'nin küresel yatırımcı için cazibesine... Türkiye, dünya mali krizinden en az hasarla çıkan ülke oldu. Türkiye'de iyi düzenlenmiş bankacılık kontrolleri sayesinde kamu maliyesine batık banka yükü gelmedi. Dünya mali krizi esnasında tek bir banka ve yatırım fonu batmayan ülke Türkiye oldu. Çünkü gelişmiş ülkelerde banka ve yatırım fonları batarken gelişmekte olan pek çok Doğu Avrupa ülkesinde de bankalar zora girdi. Ayrıca Türkiye, 12 Eylül anayasa referandumuyla askeri vesayet rejimine son vererek öngörülebilir bir hukuk sistemine sahip olma yolunda önemli bir adım attı. Küresel yatırımcılar bundan böyle Türkiye'yi hukuk güvenliği içerisinde olan bir ülke olarak algılıyorlar. İşte bu nedenle anayasa referandumunun ardından Türkiye'ye hem kısa vadeli hem de uzun vadeli yabancı para girişi çoğaldı.
Peki küresel para girişlerinin çoğaldığı bu günlerde Türkiye'de oturan yatırımcı ne yapmalı, parasını hangi araçlara yatırmalı? Hemen belirtelim Türk parası üzerinden yatırım araçları cazibesini koruyor. Çünkü, Türkiye'de oturanlar tarafından en çok tercih edilen dolar, euro ve sterlin yılbaşına göre yatırımcısına kaybettirdi. Türk parası karşısında dolar yüzde 4, euro yüzde 6.4, sterlin yüzde 6.2 oranında kayba uğradı. Bu kayıpları yılın ilk on ayında döviz mevduat hesaplarına verilen faizler de telafi edemiyor. Yatırımcısına Türk parası karşısında kazandıran dövizler ise İsviçre Frangı ve Japon Yeni oldu. İsviçre Frangı yıl başından beri yüzde 2, Japon yeni yüzde 9.5 oranında değer kazandı.
Gelelim altına yatırım yapanlara...Altın, Amerikan Doları üzerinden yıl başına göre yüzde 20.7 oranında değer kazanırken, Türk parası üzerinden yüzde 16.8 oranında kazanç sağladı. Hisse senedi fiyatlarını gösteren IMKB 100 endeksi ise yılbaşından beri yüzde 33 oranında yükseldi.
Peki şimdi klasik hangi yatırım aracına yönelmeli? Türk parası üzerinden bir yıl vadeli Hazine tahvillerine yüzde 7.23, on yıl vadeli olanlara yüzde 8.34 faiz alınabiliyor. Türk parası mevduatları yılık net yüzde 8 civarında faiz getirebiliyor. Sabit getirili yatırım araçlarından Hazine tahvili ve Türk parası mevduatlar tercih edilebilir.
Hisse senetlerine gelince... Türkiye'de ortalama hisse senedi fiyat/kazanç oranları 13.5'a yükseldi. Diğer gelişmekte olan ülkelerde ortalama fiyat/kazanç oranları Hindistan'da 24.4, Çin 14.5, Meksika 15.5, Brezilya 12.6, Tayland 15.4, Rusya 9.6, Güney Kore'de 14.8 düzeyinde bulunuyor. Brezilya ve Rusya gösterge olarak alınırsa Türkiye'de fiyat/kazanç oranları yüksek. Ama Güney Kore, Meksika, Tayland, Çin ve Hindistan'a göre düşük kalıyor. Bu durumda düşük fiyat/kazanç oranlı, sağlam mali yapılı ve ürünlerinin gelecekte talep sorunu olmayan şirket hisselerine uzun vadeli yatırım yapılabilir. Kısaca, Türk parası üzerinden işlem gören menkul kıymetlere ve mevduata yatırım cazip görünüyor. Gayrimenkul yatırımı ise arsa ve binaların konumuna göre uzun vade için her zaman tercih edilebilir.
