IMF'nin, mayısta tamamlanan program sonrası izleme görüşmelerinin ayrıntılı raporu geçen hafta açıklandı. Ambargolu olmasına rağmen Türkiye'de bazı televizyonlar ambargonun sona ermesine iki saat kala büyük bir aceleyle arife günü raporu açıkladı. Raporda IMF'nin mali kuralın gecikmeden yasalaştırılmasını tavsiye ettiğini söylediler. Amaçları herhalde IMF'nin hükümetle mali kural konusunda aynı görüşte olmadığını vurgulayarak, referandum öncesi beklentileri olumsuza çevirmekti.
Gelelim raporun içeriğine... İyice okunmadan, sadece ilk sayfada yer alan özet bilgilere bakılarak Türk basınında bu rapor açıklandığı için... Raporun ayrıntıları ve tutarsızlıkları gözden kaçırıldı.
IMF Raporu'nun tümü okunduğunda, 47'nci sayfasında, kamu borçlarının sürdürülebilme koşullarına ilişkin 2011'den 2015'e kadar olan projeksiyon yer alıyor. Bu projeksiyonda, Türkiye'nin devlet borçlarına 2011'den 2015'e kadar enflasyonun ve büyüme hızının üzerinde reel faiz ödeyeceği tahmin ediliyor. Aynı projeksiyonda, Türkiye'nin borçlarının ulusal gelire oranı azalırken, nedense Türkiye, ekonomisinin reel büyüme hızından ve enflasyondan daha fazla reel faiz ödüyor. Böyle bir projeksiyon yapılırken, aynı anda da Hükümet'ten mali kural uygulaması isteniyor.
Anlayacağınız Türkiye hem mali kural uygulayacak hem de enflasyondan daha yüksek oranda reel faiz ödeyecek. Yani adeta soyulacak. Çünkü reel faiz, enflasyondan arındırılmış faiz anlamına gelir. Projeksiyonda, ödenecek reel faiz oranları, Türkiye ekonomisinin reel büyüme hızını da aştığında sürdürülmesi mümkün olan bir durum değil.
İşte IMF raporu bu nedenle kendi içinde tutarsız ve Türkiye ekonomisini adeta çıkmaza sokacak bir rapor. Dolayısıyla içeriğine bakmadan, "IMF, mali kuralın yasalaşmasını tavsiye ediyor" diyerek medyada gürültü çıkarmak herhalde bazılarının işine geliyor.
Anlayacağınız, IMF "Sıkı bir mali kural uygulayın" diyerek, aslında "Yüksek reel faiz ödemesi için bize kamu tasarrufu yaratın" demek istiyor ve rantiyeler adına tahsil etmeyi düşündüğü yüksek reel faizleri garanti altına almaya çalışıyor.
Ve birileri yine, Türkiye'yi yüksek reel faiz yoluyla soymak için basını ve IMF'yi kullanıyor. İyi ki Başbakan Tayyip Erdoğan çok sert bir mali kural isteğinin gereksiz olduğunun farkına varıp mali kural yasa tasarısını erteletti de, Türkiye ekonomisini önümüzdeki yıllarda bir çıkmaza sokacak bu tutarsız IMF planından bu toplum böylece kurtuldu.