AK Parti Hükümeti'nden kurtulmak için darbe planları yapıldı olmadı. Kriz lobisi Amerikan kaynaklı mali krizi Türkiye'de çıkmış gibi gösterip hükümeti ekonomiden devirmek istedi olmadı. Seçilmişlerin elinden bütçe hakkını almak için biten IMF anlaşmasının devamını istediler olmadı. Şimdi de CHP-MHP koalisyonu istiyorlar.
Taraf'ta Neşe Düzel'in röportajında İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Prof. Gökhan Çetinsaya, "Türkiye'nin yeni dünya düzeninde sözü geçen merkez ülke olması, sokaktaki insanın da gelirini artıracak. Yeni küresel dünyanın gerçeği bu. Çünkü bölgesel güç olmak, o ülkenin ekonomisini ve ticaretini büyütürken halkının da refahını yükseltiyor...
Nitekim Türkiye G-20 ülkeleri arasında 16'ncı sıraya oturdu. Hatta BM'de Çin'den sonra Afrika'ya en büyük bağış yapan ikinci ülke oldu. Yeni Türk dış politikasının bir kodu da bu. Eğer yeni dünya düzeninin kurucularından olmak istiyorsanız, dünyanın sorunlarıyla uğraşacaksınız. Türkiye şimdi bunu yapıyor" diyor ve İsrail yanlısı lobilerin, tekrar Türkiye-İsrail yakınlaşması olabilir diye CHP-MHP koalisyonunu istediğini ileri sürüyor.
Dün de The Wall Street Journal gazetesinde "Türkiye'nin uygarlıklar çatışması" başlıklı Soner Çağaptay imzalı bir yazı yayımlandı. Yazıda, Erdoğan Hükümeti'nin Samuel Huntington'un uygarlıklar çatışması tezini doğruladığı ve Batı'ya karşı İslamist olduğu ileri sürülüyor, Batı'nın Erdoğan'ı reddetmesi öneriliyor.
Halbuki İslamist olduğu için Batı'dan kovulması önerilen Tayyip Erdoğan, solcu İspanya Başbakanı Rodrigez Zapatero ile uygarlıklar ittifakını yürüten bir dünya lideri oldu. Bu arada yine solcu Brezilya Başkanı Lula da Silva ile de küresel dünyanın İran sorununu çözmeye çalışıyor. Ayrıca Erdoğan, Türkiye'de AB yolunda ileri adımlar atmış bir başbakan. Darbe hukukunun ruhuna ve zihniyetine en büyük darbeyi vuran ve yargı reformunu başlatan son anayasa değişiklik paketi de bu adımlardan biri. Bunlara rağmen Erdoğan'ı ve hükümetini uygarlıklar çatışması yaratmakla suçlanması benimsenebilecek bir durum değil.
Anlaşılan Amerikan ve İsrail sağcı siyasetinin şahinleri yeni bir oyun peşindeler. Bu kez Türkiye'de CHP-MHP koalisyonu isteyerek, AK Parti Hükümeti'ni "Batı düşmanı suçlamasıyla" iktidardan uzaklaştırmak istiyorlar. Ama AK Parti'yi iktidardan gönderebilmek için, Batı'dan önce Türkiye halkını ikna etmeleri gerektiğini unutuyorlar.
Bütçe giderlerini halkın lehine değiştiren, eğitim ve sağlık harcamalarını arttıran, silah harcamalarını azaltan, kriz lobisinin rantlarını kesen AK Parti Hükümeti'nin, Türkiye'nin düşmanı olduğu konusunda Türkiye halkını ikna etmeleri galiba pek kolay değil.