Mustafa Denizli dün gece yine ilginç bir takım tertibi sahaya sürdü. Sağlam geri dörtlü, üç ön liberolu ve gerçek yeri sol önde görev alan Ekrem'li bu kadro mücadele eder, iyi savunma yapar ama organize olamaz. Ancak daha ilk dakikada gelen gol ve rakibin ofansif yetersizliği ve takım savunmasındaki arızalar, Beşiktaş'a tahminlerin üzerinde elverişli bir saha içi ortamı hazırladı.
Kayserispor Beşiktaş'ın üzerine bilinçsizce geliyor, her hücuma çıkışta da karşı alandaki genişlik, Beşiktaş'a zahmet çekmeden üretkenlik imkanı sağlıyordu.
İlk devrede ortaya çıkan tablo ise şöyleydi: Beşiktaş iki gol attı, attığından fazlasını kaçırdı, Kayseri'nin oyun düzeni alabora, takım savunması felç, pozisyonu hiç yok, Tello ilk devreye imzasını atan bir numaralı isim.
İkinci yarıya Kayserispor oyunu tamamen karşı alana yıkarak başladı. Beşiktaş, kalabalık içinde kendi alanında yerleşiyor, defansif açıdan hiç sıkıntı çekmiyordu. Kayserispor, hiç bilinçli atak geliştiremiyor, kanatları kullanamıyordu. Aldıkları büyük riskle de geride büyük genişlik bırakıyorlardı.
Bu durumda Beşiktaş'tan beklenen ilk devredeki gibi hızlı çıkışlarla farkı artırmaktı. Ama takımın fizik açıdan düşüş içerisinde olması, kontratakları en aza indirdi. Bir de sürpriz gol gelince son 10 dakika sıkıntılı geçti.
EMRECİKSİN ISRARI NEDEN?
Sonuçta Beşiktaş çok önemli üç puanı kazandı. Bundan sonrası için en büyük problem fiziki düşüştür. Bu konudaki en çarpıcı örnek de Galatasaray derbisindeki ikinci yarıdır.
Ben her zaman vurguluyorum; Kayserispor'un en önemli oyuncusu Saidou'dur diye. Tabii ki Cangele gibi adam eksilten bir oyuncunun eksikliği de hissedildi ama Saidou olmayınca takım savunması çöktü.
İki tane de anlayamadığım konu var: Birincisi, "Neden Serdar stoper oynarken, bu maçta sağ bek başladı?" İkincisi, "Haftalardır takıma en ufak bir katkısı olmayan Gökhan Emreciksin'i Tolunay Kafkas niçin hala sahaya sürüyor?"