Galatasaray ilk 30 dakika çok olumsuz bir saha içi görüntüsü sergiledi. Rijkaard'ın fazla paslı oyun anlayışına ciddi bir uyum sıkıntısı vardı. Geriden toplar oyuna çok zor giriyordu, Yaser'in kapasite yetersizliği yanında yapısı ileri ucun kenar rolüne uygun değil.
Baros sırtı karşı kaleye dönük varyasyonlarda yetersiz. Sistem sıkıntısı yanında arkadaşlarını tanımadığından Mustafa Sarp iyi niyetli mücadelesini verime dönüştüremedi. İlk yarım saat hücumda hiç etkili olamayan ve oyunu kontrolü altına alamayan bir Galatasaray gördük. Tobol'un hücum girişimlerinin olgunlaşma döneminde takım olarak yetersizlikleri sarı-kırmızılıların en önemli şansıydı. Devrenin son bölümünde Galatasaray tempoyu biraz yükseltti. Arda oyunu yönlendirme rolünde kendisini hissettirmeye başladı ve tehlikeli ataklar geliştirdi.
YA TOBOL KAÇIRMASAYDI
İkinci yarı da aynı görüntüde başladı. Galatasaray iyi oynamasa da oyuna asılıyordu. Sonuçta golü buldu, rahatladı, ondan sonra da son dakikadaki ikinci golü de attı ve iyi görüntü vermediği maçta turu geçmeyi başardı.
Daha çok erken teşhis olduğu düşünülebilir. Ama Rijkaard'ın sistemine Galatasaray'ın kadro yapısı dolayısıyla uyum sağlamasının çok çok zor olacağı dün gece belgelendi. İki Tobol maçındaki saha içi görüntüsü, atılan toplam üç golün hepsinin duran toptan olması ve Kazak ekibinin dün gece ikinci yarıda biri skorda denge varken, biri tek farklı skor dezavantajındayken kaçırdığı iki yüzde yüzlük gol görüşümdeki önemli örneklerdir.
EYLİK'İ ÇOK BEĞENDİM
Ben dün en çok Servet ve sakatlanıp çıkan genç Serdar Eylik'i beğendim. Bu futbolcunun çok iyi bir kumaşı var. Üzerinde ciddiyetle durulması gerekir. Umarım bu genç kardeşimin sakatlığı çok ciddi değildir. Çünkü Maccabi Netanya maçında da ona ihtiyaç olacak.