Cumartesi gecesi Cemal Reşit Rey'de perde uzayan alkışlardan kapanmak bilmedi. Temsil iki gece üst üste olmasına rağmen, salonu son koltuğuna kadar dolduran İstanbullular'ın elleri alkışlamaktan kızardı, şişti.. Benimkinin de..
Ne vardı sahnede?.
Bordeaux Ulusal Operası Bale Topluluğu'nun şovu.. Carmina Burana oynadılar..
Bordeaux, Fransa'nın sahil kentlerinden biri.. Kumpanyanın adının içindeki "Ulusal" sözcüğü, arkasındaki kamu desteğini gösteriyor..
Fransa'nın bir sahil kentinin kamu bale kumpanyası, Avrupa Kültür Başkenti, dünya kenti İstanbul'da alkışa doymuyor..
Bu ne demek bilir misiniz?.
Mesela?..
Mersin Operası balesi, dünya kenti Paris'in Olimpia salonunda, konusu Türk, müziği Türk, yaratıcısı Türk Harem'i oynuyor.. Paris halkı çılgınca alkışlıyor..
Hayal değil. Merih Çimenciler'in Harem'i Çin'de ve Almanya'da öyle ilgiyle karşılandı ki, Dortmund "Devlet" Operası, repertuarına aldı. Tarihindeki ilk Türk balesidir, Dortmund'un..
Sanat, bugün uluslararası alanda ülkelerin en büyük propaganda silahıdır. Ve opera ve bale gibi yeri yerinden oynatan sanatlar, dünyanın her yerinde devlet desteği ile ayakta kalırlar. Dünyaca ünlü New York Operası'ndan eyalet desteğini çekti geçen yıl ve Nuriyefler'in, Barişnikovlar'ın dans ettiği o kumpanya kapandı..
Şimdi Fransa'nın sahil kenti Bordeaux, Ulusal Balesiyle İstanbul'u ayağa kaldırırken, bizde hem de Kültür Bakanlığı'na bağlı bazı bürokratlar, Mersin ve Antalya Balelerini, Samsun, İzmir, hatta Ankara ve İstanbul Opera ve Balelerini de bitirecek bir taslağın peşindelermiş. Kulağıma çalınıyor. İnanmak istemiyorum..
Dünya Mersin'e giderken, Mersin, tersine yollanır mı?.