Efendim Türk halkı ikiye ayrılır.. Nymphomaniac filmini izlemekten zarar görmeyecekler ve bu filmi görünce azıp sokağa fırlayarak önüne gelene saldıracaklar..
Böyle bir karar çıktı, Sansür Heyetimizden.. Film, festivallerde serbest.. Ama sinema salonlarında yaş ve seans sınırlaması ile dahi gösterilmesi yasak.
Efendim, sinemalar genelde AVM'lerdeymiş. Buraya her yaştan insan gelirmiş. Eee. Çocuklar dolaşırken, afişi görürlerse, ruhları bozulurmuş, falan filan.. Yahu o zaman afişte resmi de yasakla.. Sigara paketi gibi, sadece adı olsun..
Amma velakin, akıllı, mantıklı, geçerli karar almak zor.. "Yassah hemşerim" der geçersin..
Bizimkiler de onu yapmışlar işte..
"Porno bu film" demişler.. "Yasaktır.."
Yani, son yılların en gürültü koparan filmi, Türkiye'de "Porno" diye yasak..
Peki, bu "Porno" denen belanın dünyaya yayıldığı yerin Türkiye, İstanbul, Sultanahmet olduğunu bilir miydiniz.?.
Valla ben de bilmezdim, Üstad Radi Dikici'nin bana yolladığı yazıyı okuyana kadar. İşte bu ilginç yazıyı aynen size de naklediyorum ama, dilerim Sansür Kurulumuz okumaz..
"Porno" diye Sultanahmet'i de yasaklamaya kalkarlar, maazallah!.
***
500 yılında doğan Theodora üç kız kardeşin ortancasıdır. Hipodromda çalışan babası ölünce, ailesinin geçimini sağlamak için annesi Pornai Sokağı'ndaki tiyatroda pandomim yapan guruba dahil olur. 513 yılı gelince de ablası Komito annesinin yerini alır. Yardımcısı da Theodora'dır. Birlikte gösteri yaparlar. Theodora'nın gönlü aslında başka yerdedir. O dans etmek istemekte ve bunun için yaratıldığına inanmaktadır. O sırada Konstantinople'da Chrysomolla adıyla bilinen dönemin ünlü dans yıldızı ve annesinin arkadaşı İndaro'dan gizli gizli ders alır. Aradan üç yıl geçer. Konstantinople'da aynı sokakta yeni açılan Büyük Tiyatro'nun yıldızı artık Theodora'dır. Yaptığı gösteriler o derece heyecan uyandırıcıdır ki, yer yerinden oynar. Onu seyredebilmek için günlerce önceden yer ayırtmak gerekmektedir.
Theodora, gösteri sonrası yemek yemek için yine genellikle döneminin ünlü meyhanesi Barbario'ya gider ve çok kere geceyi de, seçtiği gençlerle geçirir.
Sonunda olan olur. Hamile kalır. Gizlice Selembria'ya (Silivri) taşınır ve bir kız çocuğu doğurur.
Hamileliği sırasında tanıştığı ve Libya'daki Pentapolis eyaletinin valiliğine atanan Hecebolus isimli bir komutan doğumdan sonra ona evlenme teklif eder.
Teklifi kabul eden Theodora, kızını annesine emanet ederek komutanla birlikte yola çıkar. Komutan, Pentapolis'te evlenmekten vazgeçince, Theodora kaçarak önce İskenderiye'ye gelir. Orada hayatını değiştirecek Makedonia isimli bir dansözle tanışır. Makedonia esasında, dayısı imparator olan Konsül Jüstinyen'in casusudur. Çok yetenekli bir dansözdür. Dans sonrası üst düzey yöneticilerle ilişki kurarak onlardan topladığı bilgileri Konstantinople'a döndüğünde Jüstinyen'e aktarmaktadır. Theodora, Makendonia ile Konstantinople'a döner. "Sabahın erken saati olmasına rağmen dışarıda sıcak bir hava vardı. Büyük Saray'daki ofisinin kapısı vuruldu, mabeyincilerden biri Makedonia adlı bir hanımın kendisini görmek istediğini söyledi. Konsül Jüstiyen hemen içeri alınmasını emretti.
'Anlat bakalım, bize doğudan ne haberler getirdin?' diye sordu.
Makedonia Suriye, Filistin ve Mısır'da edindiği bilgileri tek tek anlattı. Jüstinyen de notlar aldı.
Makedonia raporunu bitirdikten sonra, 'Size bir sürprizim var,' dedi, 'önümüzdeki hafta Pornai'deki Coppius'un tiyatrosuna gelmelisiniz. İnanın pişman olmayacaksınız. Bilirsiniz, ben iyi bir dansözüm. Ama öyle biri var ki, bir harika. Dans konusunda böyle biri ne dünya üzerine gelmiştir, ne de bundan sonra gelecektir...'
Bahsettiği Theodora'ydı. Jüstinyen bu dansözün methini duymuş ama işlerinin yoğunluğundan gidip izlememişti. Makedonia ısrar edince bu defa programını değiştirerek gitmeye karar verdi. Adamlarından birini gönderdi, isim vermeden, sahnenin tam karşısında bir loca ayırttı.
O akşam konsül kıyafetini değil, sıradan halkın giydiği bir kıyafet tercih etti, yanına da sivil giyimli iki muhafız aldı, tiyatroya gitti ve locasına yerleşti." (Radi Dikici, Theodora, s.149)
Dünya tarihi o geceden sonra değişecek, Theodora'ya da imparatoriçeliğe giden yol açılacaktır.
330 yılından başlayarak 1000'li yıllara kadar Hipodrom'un hemen batısında bulunan Pornai Sokağı, Konstantinople'un eğlence merkeziydi. Tiyatroları ve meyhaneleri ile ünlüydü. Ama ismini, esas itibariyle hayat kadınlarının faaliyet alanı olmasından ve gizlice yapılan pornografik seks gösterilerinden alıyordu.
Daha açık bir ifade ile, bugünkü "porno" kelimesi işte o Pornai sokağından gelmektedir..
Yani, tüm dillerde aynen kullanılan porno kelimesi Konstantinople, yani İstanbul menşelidir.
Pornai Sokağı, bugün Sultanahmet Meydanı'nın batısında, iki tarafı mütevazı apartmanlarıyla Asmalı Çeşme Sokağı adıyla durmaktadır. Artık orada ne tiyatro, ne meyhane ve ne de hayat kadınları var. Üstelik Osmanlı döneminde 1400'lü yıllarda yapılan "İbrahim Paşa Sarayı" sokağı ortasından keserek yarısını da yok etmiştir.