"Bu ülkenin acilen Adalet reformuna ihtiyacı var" diyorum yıllardır. Eksik diyorum. O reformu önce kafalarımızda yapmamız gerek.. Bu yüzden yazmıştım bu yazıyı 15 gün önce.. Köşeye koyamadık. Ama olay güncel. Hep güncel..
Buyrun o zaman, tartışalım..
***
Yani nasıl bir çifte standart içindeyiz.. Bu yüzden bir halt olamıyoruz ya..
Kafamızın içinde olan birisi tutuklandı mı, tutuklu yargılandı mı, "Masumiyet Karinesi" diye kıyametleri koparıyoruz.
"Hakkında kesinleşmiş hüküm verilene kadar herkes masumdur.."
Ama kafadan, peşinen mahkum ettiğimiz biri dışarda gezerse, "Yahu ben demin ne diyordum" demeden gene kıyametleri koparıyoruz..
"Bu caninin sokakta ne işi var.."
Biz kafadan mahkum ettik mi, masumiyet karinesi kalmıyor ortada..
Bakın,
Bekir Bozdağ.. Başbakan yardımcısı.. Hukukçu.. Meclis Adalet Komisyonu üyesi.. Yeni Anayasa'yı hazırlayan ekipten..
Diyor ki "Palalı saldırganın tutuksuz yargılanmasını doğru bulmadım.."
Niye diyor.. Politikacı da ondan..
Anlatayım..
Palalı'ya resmen çifte standart uyguladık.. Ne yapmış adam?.
Gezi eylemleri ve bu eylemleri terör ilan edip, daha büyük terörle bastırmaya kalkışanlar yüzünden haftalarca Taksim'e kimse gitmediği için dükkanı iş yapmaz hale gelince deliye dönmüş, çıkmış etrafa saldırmış "Dağılın" diye..
Yaptığı yasal değil. Hukukta "Bizzat ihkakı hak olamaz." Herkes kendi hakkını kendi sağlamağa kalkarsa, neye döner ülke.. Ama adamın tepesinin atması için de sebepler var.
Yargı görüşür, kararını verir. Mahkeme tutuksuz yargılanmasına karar vermiş. Herhangi bir yasaklama da koymamış. Adamın Tunus'ta akrabaları var. Kafasını düzeltmeye oraya gitmiş. Hemen yargısız infaz..
"Palalı kaçtı!.."
Yahu hem de hakkında henüz kesinleşmemiş de olsa, bir mahkumiyet kararı olan Aziz Yıldırım Salzburg'a, İsviçre'ye "Gitti" oluyor da, Palalı niye "Kaçtı?.."
O haberleri yazan, başlıkları atanların biri bana anlatabilir mi, farkı?.
İşte Palalı döndü, ifade verdi ve serbest bırakıldı.. Mahkemesi devam ediyor.
Doğru bu. Hak bu. Hukuk bu.. Vicdan bu..
Bozdağ "Rahatsız oldum" diyor..
Niye rahatsız?.
Çünkü Silivri'de tutuklu onlarca insan var, senelerden beri..
"Doğrudur" dese, "Ya Silivri" diyecekler..
Bir hukukçu, masumiyet karinesini ve kanunlardaki tutuklanma gerekçelerini bile bile "Rahatsız oldum" diyor, çünkü aslen siyasetçi..
Siyasetçi oldun mu, hukuku kendine göre yontarsın..
Bozdağ tamam.. Peki ama biz?.
"Palalı nasıl dışarda" çığlıkları atarsak bir yandan, Mustafa Balbayları nasıl savunabiliriz, öte yandan?.
Sorun "Palalı nasıl serbest.. Drej Ali nasıl serbest.. Osman Yıldırım nasıl serbest.. Hizbullahçılar nasıl serbest" değil..
Sorun "Mustafa Balbaylar senelerden beri niçin içerde" olmalı, dışarda olanları emsal göstererek..
Eğer, hakka, hukuka yürekten inanıyorsak.. Vicdanlarımız herkese eşit mesafedeyse..
Eğer!.
Güldürmeyin beni..