Abuzittincim,
Ben, konuştu muydu piyasaları sallayabilecek hitabet gücüne sahip bi tek Başbakanımızın olduğunu sanıyordum. Meğer bi de Bernanke varmış. Adını yeni yeni duyuyorum.
Amerika'nın Merkez Bankası gibi bi şey, FED mi ne diyorlar, onun başkanı.
Üç hafta önce bi konuştu piyasalar allak bullak olduydu. Borsa dibe vurdu; dolar, euro uçtu, faiz çıktı..
Dün gene konuştu bu defa dolar düştü, euro düştü, borsa çıkmaya başladı, altın tekrar toparlanırmış gibi bi hal aldı. TV'de iş adamlarımızı dinliyorum, Bernanke'nin son dediklerinden sonra (ne dediyse) ileriye biraz daha ümitle bakmaya başlamışlar. Demek ki Abuzittincim dünyanın en büyük ekonomisi Amerika, ama en büyük adamı Obama değil, Mr. Bernake.
Hazret acaba bu gün ne diyecek diye bütün dünya ağzının içine bakıyoruz. En çok da bizim gibi gelişmekte olan ülkeler.
O zaman aklıma şöyle bi şey geliyor. Bu Bernanke Efendiyle yakın ilişkiler kurmamız lazım. Bizim iş adamlarımız bunu yapar. Tabii Merkez Bankamızın desteğini de sağlamaları gerekiyor.
Doların yükselmesini durdurmak için Merkez Bankamız, bir ayda, 6 milyar dolar harcamadı mı?
Bernanke Beyi Türkiye'ye davet edelim. İstanbul'da, dünya klasında otellerimizden birinde ağırlayalım..
Kebap yedirtelim, ayran içirtelim.
Camilerimizi, mesire yerlerini gezdirelim. Vapurla Boğaz'da bi tur atsın.
Bu arada, tabii direkt değil de, misafirimizin üyesi olduğu lobiye imiş gibi, (mutlaka bi tane vardır) 1 milyarlık bi bağışta bulunalım kardeşim.
Bulunurken de "Gözünü seveyim Mr.Bernanke, biraz çeneni tut.
İlla da konuşacaksan 'Türkiye'nin yükselişini dikkatle izliyoruz.
Ekonomide yarattığınız mucizeyi hayranlıkla karşılıyoruz. Dünya, Ben Bernanke dahil, bi taraftan parmaklarımızı ısırırken, öte taraftan alkışlayarak bu başarınızı selamlıyoruz' diye araya laf sıkıştır" diyelim.
Bak, üff... ertesi gün Borsa nasıl uçacak.
Üstelik FED Başkanı'nın böyle konuşmasının bütün dünyada yankıları da müspet olur kardeşim. Biz de, doları durduracaz diye döviz rezervlerimizi harcamaktan kurtuluruz, öyle değil mi Abuzittincim?
Gerçi döviz rezervlerimiz konusunda bi problemin olmadığı anlaşılıyor. Bunu Maliye Bakanımız da sık sık söylüyor zaten. Yaklaşık 110 milyar dolar paramız varmış ki bu, Amerika'daki mağaza zinciri Wall Mart'ın yıllık cirosunun dörtte biri. Yani Türkiye gibi büyük bi ülke için kuvvetli rezerv.
Hamdolsun.. Kaldı ki Abuzittincim, bütün olaylara rağmen ihracatımız da olumlu gelişiyor. Yani ülkemize habire döviz giriyor.
Bu yıl daha çok halı ihraç etmişiz.
Aynı zamanda atlar ve üzerine binilebilen öteki dört ayaklılar için eyer.. Sakız ihracatımızın da hız kesmediği söyleniyor. Şemsiye, baston ihracatımız da öyle. Kurbağa bacağı ihracatının ne durumda olduğuna dair rakamlar açıklanmadığı için sana bilgi veremiyecem.
Yazdıklarıma dudak bükme.
Dünya Gazetesi'nde okudum, bunların satışından, geçen yıl 6 milyar 271 milyon dolar kazanmışız.
Otomotiv sektörünün getirdiği dövizin neredeyse yarısı! Ben diyorum ki eğer bi kriz daha patlarsa, bize gene "teğet" geçer. Kalbini ferah tut Abuzittincim.
Münasip yerlerinden öperim.
Kardeşin Güneş tecelligunes@yahoo.com.tr