Ağır mı oldu?.. İşte iki örnek..
Pazar günü Tuzla'daydım. Kahvaltıdan sonra Serpil Bacı teklif etti, Tuzla Pazarına gittik.. Harika bir dolaşma oldu.. Bir köşede dört ceviz çuvalı gördüm.. Hepsinin üzerinde ayrı fiyat vardı..
"Neden" diye sordum.. "Ağaçları ayrı" dedi, pazarcı usta.. Görünüşleri de ayrıydı aslında. 18 lira olanlar pinpon topu büyüklüğündeydi. En pahalı. En ucuz 11 lira olanı ise onun yarısı kadar.. Kırması ve temizlemesi kolay olur diye, 18 liralıktan istedim, iki kilo.. Bahçede sepete koyuyorum. Gelen giden dostlar, kendi kendini ağırlıyor, benim gibi..
Eve geldik, sepete boşaltıyorum.. En büyük ceviz, fındık kadar. Benim kıracak kıramıyor. O kadar ufak.. Yahu pazarcı sihirbaz olmalı.. Gözümün önünde o kocaman kocaman cevizlerle dolu çuvaldan doldurdu. Bu nasıl el çabukluğudur.. Hani çocukken domates alırdım pazardan. Orda beni kazıklarlardı, alttan çürükleri koyup. O tamam.. Ama avuçlanan cevizde nasıl olur bu iş?.