Geçen hafta sonunu harika geçirdim aslında, kağıt üstünde.. Tam da kağıt üstünde.. Neşem yoktu, keyfim yoktu, tadım yoktu.. Sadece benim değil, herkesin.
Neşeli olması gereken herkesin tadı yoktu.
Herkes buruktu..
Cuma gecesi, Boğaz'ın en güzel yerinde, dünyanın en güzel otel yerlerinden birinde kurulu Four Seasons'ta düğün vardı, Sevgili Tuğçe Tatari'nin ağabeyi evleniyor. Tuğçe aylardan önce ayarladı, "Beraber eğleniriz" diye..
Ne eğlencesi.. Masada kimsenin içinden eğlenmek gelmiyor ki..
Ertesi sabah İzmir'e uçtum. Bir düğün de orda.. Sevgili yengemin çok sevdiğim ablalarından biri Özen'in adeta kucağımızda büyüyen oğlu Uçal evleniyor..
Karşıyaka'da harika manzaralı bir terasta, Altın Balık'ta toplandı, aile, dostlar.. Ama gel de eğlenebilirsen eğlen..
İçinden gelmezse, eğlence olur mu?.
Pazar sabahı, ailecek Alaçatı yolunu tuttuk.
Yıllardır artık kardeşimiz olan Muzaffer, eşi Bircan, İstanbul'dan uçup gelen Vedat, hep beraberiz.. Alaçatı muhtarımız Kerem'i aradım.
Kerem Ertan. İstanbul'dan telefonla ayarladı.
Sailors diye bir harika yer.. Dünya şirini güler yüzlü insanlar servis yapıyor.. Bize bakan Gülbeyaz Algül, Ege Üniversitesi öğrencisi..
Yazları okul parasını çıkarıyor. Ama lanet ederek değil. Öyle tiplerden değil. Gülbeyaz, tam da adı.. Yer güzel, önümüze konanlar güzel, servis güzel.. Güzel olmayan kafalarımız..
Herkesin gözünden okuyorum. Kimsenin tadı yok. Herkes birbirine "Varmış gibi" yapıyor..
Ordan Çeşme'ye geçtik. Aya Yorgi'ye..
Alinur Velidedeoğlu çıkmaz mı karşıma.. "Hadi güzel bir yerde kahve içelim, seni hava alanına uğurlamadan" dedi. Marrakech Beach'e gittik. Hep magazin sayfalarında gördüğüm cennet.. Patron Mehmet bize harika bir şale hazırlamış. Güneş ve sıcak sevmem ya.. Sultan kameriyesi gibi bir köşe.. Gölge ve vantilatörlü üstelik. Önünde plajı.. Plajda bizim Burak'la Selçuk.. Beni görünce fırladılar..
Sarılıştık, öpüştük.. Galatasaray'da en sevdiğim adamlardan.. En çok da onları eleştiriyorum.
Hani tabak sevdiği deriyi yerden yere vurur ya, o misal.. Temmuz başına dek tatilleri varmış, Çeşme'ye gelmişler.. Ama onlar da tatsız hallerinden belli..