Türk Hava Yolları, hosteslerinin kırmızı ruj kullanmalarını yasaklamıştı ya geçen hafta.. Gazeteler olayla ilgili haberler ve yorumlarla doluyken, Ankara'ya uçtum..
Önümdeki cepte, THY'nin yolcuları için hazırladığı dergi ve broşürler var.. SkyLife dergisine uzandım ki altından, bindiğim Boeing 737-800 uçağının güvenlik broşürü göründü. Bu broşürler THY tarafından her uçak modeli için ayrı hazırlanır ve her yolcunun uçakta önünde duran cebe konur. İçinde tehlike anında alınacak önlemler yazılıdır.
Kırmızı ruju yasaklayan THY'nin, kendi hazırladığı ve her uçağına koyduğu, yüzlerce, binlerce broşürün kapağındaki hostesin dudaklarına bakar mısınız lütfen?.
Peki uçuş güvenliği için bu broşürü incelemek isteyen bir yolcu resme bakıp tahrik olur da, tuvalete koşarsa ne olacak?.
Gülmeyin, şaka etmiyorum..
Bu yüz karası yasağın sebebi bu..
Bazı yolcular hosteslerin kırmızı dudaklarından tahrik oldukları için şikayet etmişlermiş..
Yani "Yazıklar olsun" bile diyemiyorum..
Sayfama koyduğum resme bir daha bakın ve "Ele verir talkını, kendi yutar salkımı" sözümüzü bir daha hatırlayın..
Bu broşürü her uçağına koyan THY Yönetimi.. Gerçek hosteslerin kırmızı rujunu yasaklayan da ayni THY yönetimi..
Ama beni asıl üzen ne oldu bilir misiniz?.
Mutlu Tömbekici ve Elif Aktuğ gibi insan olarak çok sevdiğim, yazılarını da keyifle okuduğum iki yazarın, bu yasağa tepki gösterenlere "Tepki" göstermeleri..
Efendim bize neymiş?.
Efendim ne olurmuş patron işçilerine düzen getirirse..
Dinç Bilgin benzeri yasaklar koymamış mıymış?. (Orası tüm yanlış. Dinç Bey'le en uzun çalışanlardanım. Hiçbir kıyafet yasağını duymadım, şahit olmadım.)
Bize neymiş..
"Ben gönlümü eylerim, gerisi Allah kerim" memleketinde miyiz yani Mutlu, Elif!..
Yani şimdi diyelim, sizin patronlarınız, kadın çalışanların işe çarşafla gelmelerine karar verdi.. Ben burda oturup "Bana ne" mi diyeceğim?. Dersem mutlu olur musunuz?.
Bakın, bir hafta içinde olanlar?.
1 Mayıs'ı kutlayanlar Taksim'e gelmesin diye, İstanbul Valisi 14 milyon İstanbul insanını perişan etti. Köprüler açıldı, toplu taşıma yasaklandı. Taksim'e giden bütün yollar kesildi, kent felç oldu. Bahane "Çukura insanlar düşmesin.."
Peki, Galatasaray Şampiyon olunca binlerce kişi hem de gece karanlığında Taksim'i doldurdu, hiç önlem alınmadan. Kaç kişi düştü çukura?.
Bir kentin valisi, insanların gözünün içine baka baka yalan söyler mi?.
Dün Haşmet'te okudunuz..
Harlem Shake dansı yapıp YouTube'a koydular diye Bodrum Anadolu Lisesi öğrencileri, okullarından kovulmuşlar. İhbarı yapan bir öğretmen(!) hem de.. Okul yönetimi sekiz öğrencinin okulun adını kirlettiğine karar vermiş. Kovmuş. Bodrum İlçesi ve Muğla İli Disiplin Kurulu da cezayı onaylamış..
Yani kaç kafa, pardon "Kelle" onaylamış bu çağ dışı, insanlık dışı, uygarlık dışı kararı..
Milli Eğitim Bakanımız da onaylıyor mu acaba?.
Şimdi bunların hepsinin bir araya gelmesi, tesadüf mü?.
Yoksa, bir yere doğru mu gidiyoruz?.
Quo Vadis?.